Bugun...
SON DAKİKA

İLK ŞİKEDEN BİR ÖNCEKİ ŞİKE YİNE MALUM TAKIMLAR

 Tarih: 08-10-2023 10:07:00
RUHİ ÇİLEK

Futbolda ilk şikeciler diye bloğumda bir yazı yazmış idim oysa o günde bildiğim üzere bunun bir öncesi vardı lakin öyle yazmamış idim çünkü o gün yazdığım Fenerbahçe Beşiktaş şikesi 23 Mayıs 1943 yılının bir diyeti idi ve diyetinden başlayalım istemiştim. Bugün de ilk şikeye değinelim, Fenerbahçe o gün Beşiktaş’ı yen(e)meseydi Galatasaray şampiyon olacaktı ama “Galatasaray düşmanlığı” behemehâl devreye alınır “şike kardeşliği” tertip ve tesis edilir, sezon içinde 3 kez karşılaşıp 3 kez galip gelen Beşiktaş o gün sahaya yenilmek üzere tertip edilmiş bir takım ile çıkar ve 4-1 yenilir… Murad tesis edilmiş Fenerbahçe şampiyon olmuştur… Nasıl bir şampiyonluk… Nasıl bir şike… Şikeden sözde kim şikâyetçi bugün yıldız yarışında geride kaldıkları için şüphesiz Beşiktaş ve Fenerbahçe… Yalan dolan işler işte… Kendilerininki hep normal… Mesela Fenerbahçe’de, Beşiktaş’ta daha lig organizasyonu yapılmamış iken oynadıkları maçlardan bile “yıldız” devşirmeye daha doğrusu aşırtmaya çalışıyorlar, kaldı ki Beşiktaş bunu becerdi de… Buna alet olmaması gerekenler de dilsiz sağır rolüne abanmışlar maşallah… Tam bir kara propaganda misali…  

 

Döneminin playof’u niteliğindeki “Milli Kümenin” İstanbul Futbol Ligi’ni ilk 4, Ankara Futbol Ligi’ni ilk 2, İzmir Futbol Ligi’ni ilk 2 sırada tamamlayan takımların katılımıyla, toplam 8 takımın 10 haftada 14 müsabaka yaparak mücadele ettiği 1942-1943 sezonunda, Fenerbahçe şampiyon olur… Görünüşe göre zaten 14 müsabakanın 11’ini kazanma becerisi göstermiş, toplam 30 gol atmış, 6 gol yemiş, hali ile tabelanın birinci sırasına oturmuş… Evet, tabela böyle iken tek tek maçlara ve maçların hakem ve kadrolarına bakınca durum bambaşka bir hal alıyor. Mesela Beşiktaş İstanbul Bölgesel Liginde 14 maç 69 gol, Milli Küme maçlarında ise 14 maç 47 gol atma becerisi gösterdiği mezkûr sezon Fenerbahçe’yi 3 maçta da yenme becerisi göstermiştir.

Hani, Türkiye Futbol tarihine “şerefli ikincilik” deyimini sokanlar var ya, mezkûr müsabakada salt Galatasaray şampiyon olmasın diye “has” kadrosunu sahaya çıkarmayan esasen de dönemin Canım Yurdunun en önemli golcüsü Şeref Görkey’siz sahaya çıkıp ertesi günkü gazete manşetlerini de “Beşiktaş sahaya Şeref’siz çıktı” ibarelerinin eziciliğinin utancına bir baksınlar lütfen…

Şimdi denilebilir ki, bu kadar geriye gitmenin ne manası ve faydası var, bugüne bakalım… Bugün tabii ki bu adil ve ahlaki olmayan davranışlar kümülatif artış ile Türkiye Futbolunu yok edecek hale gelmiş gibi durmakta esasen de tüm Dünya Futbolunun temellerine dinamit koymaktadır. Diğer taraftan da dün ne olduğu, nasıl olduğu, kimler başrol aldı gibi soruları sormaz isek bugünü anlamakta zorlanır iken bize anlatılan masallara inanmaya devam ederiz, maazallah… Bugün bu konuda kim ne diyorsa, ben dâhil, her söylenen tetkike muhtaç durumdadır… Nihayetinde istedim ki; bilinen bu gerçeği herkes yeniden bir hatırlasın ve “şikeci” diye başparmağı ve işaret parmağı dışındaki üç parmağını kısıp işaret parmağı ileriye uzatmak suretiyle karşısındakini itham edenlerin “cemaziyelevvelleri” bir kez daha tespit ve tescil edilsin… Nihayetinde de kısılan o dört parmak da kendinizi göstermektedir derler adama maazallah…

Şimdi bugünlerden de, bahsedelim derken hemen akla “bir yıldız ilavesi” geliyor… Kayden ve hukuken Beşiktaş’ın şampiyonluk sayısı 14’tür. Bu manada formasının göğsünde ancak 2 yıldız olması gerekir, değil mi? Peki neden Beşiktaş formasında 3 yıldız var… Bana inanmayanlar açarlar 1959 kurulan “Milli Ligin” şampiyonlarını tek tek sayarlar… İsterseniz ben sayayım bilgi eksiği olanlar da tamamlasın. 1.(1959-60), 2.(1965-66), 3.(1966-67), 4.(1981-82), 5.(1985-86), 6.(1989-90), 7.(1990-91), 8.(1991-92), 9.(1994-95), 10.(2002-03), 11.(2008-09), 12.(2015-16), 13.(2016-17), 14.(2020-21)… “Milli Lig” de 1959 kurulmuş ve ilk şampiyon Fenerbahçe olmuş… Oradan itibaren parmak hesabı ile sayalım ki sağlam olsun dedik, ahada bulduğumuz, sonra da sağlaması için sondan başa bir kez daha parmak hesabı, hayret sonuç değişmiyor. Peki, her 5 yıl şampiyonluk 1 yıldıza denk geliyorsa Beşiktaş’ın yıldız sayısı nedir, basit aritmetik diyor.  Acaba dönemin güçlü ismi MİT Bölge Başkanı, meşhur ajan Mahir Kaynak irtibat subayı Süleyman Seba’nın, dönemin ünlü TV programcısı Cenk Koray, ünlü polis şefi (adını vermeyeyim isteyen beni arayarak öğrenebilir) destekli propagandalar ile “hoooppppp bir yıldız ilave” mi oldu? Hani bir de istihbaratçılıktan emeklilik de olmaz düsturu kulaktan kulağa söyleniyorsa… Şimdilerde de alavere işleri kardeşliğinin öteki cephesi Fenerbahçe “elli bin dereden su getirerek” şu yıl şampiyonluğumuz sayılmadı, yok bu yıl da vardı, çocuksu mızıldanmaları ile yıldız sayısı arttırmaya çalışıyor… Beşiktaş’ın bu cingözlüğünü “yahu kardeşim ne oluyorsunuz, aritmetik var” demeden, aritmetik hata yapmış çocukların ruh haliyle itiraz etmeden karşılayan TFF yöneticileri hiç vicdan azabı çekmiyorlar mı? Dahası “haydi oradan kayıtlar sizi yalanlıyor” demeden gelen iddialara onay vererek basit aritmetik kurallarını dahi bilmediklerini zımnen kabul etmişlerdir, bana göre…

Evet, sonuç olarak Türkiye futboluna şikeyi soktukları konusunda fahiş karineler bulunan 2 takım ne yazık ki Beşiktaş ve Fenerbahçe’dir. Aaaa bu dediklerimi inandırıcı bulmuyor musunuz? Buyurun o tarihteki gazetelere bakın, futbol arşivlerini gözden geçirin her iki takımın da namus erbabı takipçilerinin anılarına bakın, ne dediğimi anlayacaksınız. Zinhar bu dediklerimden sadece bu iki takımı hedef aldığım anlaşılmasın bu kadar kontrolsüz ve ederinden çok fahiş paraların döndüğü, bahis olaylarının bu kadar prim yaptığı, hele hele de muktedirlere sosyolojik bakımdan katkıları bu kadar mühim iken diğer takımların bu bataktan azade tutulması düşünülebilir mi? Zinhar, meşhur deyim ile “hepiniz oradaydınız” ve dahi oradasınız derler adama… Lakin hız radarına yakalanmış sürücünün “abi herkes hız limitini aşıyor ama bizi yakalıyorsunuz” serzenişi benzeri, araba bagajlarında bavullarla para yakalanır, soyunma odalarında maç öncesi paralar dağıtılır iken de “ama diğerleri de şike yapıyor” haykırışları yükselir, işte meşhur “Mart mahlûku” davranışı… Netice itibari ile Türkiye Futbol Tarihi arşivleri bize şikenin Canım Yurduma duhul oluşunun müsebbipleri olarak bu iki takımı daima hatırlanacaklar listesinin başına koymamıza sebep olacak karinelerle doludur.

 

  Bu yazı 886 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI