KORUNMAK VE KURTULMAK MÜMKÜN

*- İNANASIM GELMİYOR

 

Prof. Dr. Gökçen Orhan’ın sosyal medya hesabından en son paylaştığı gönderide ‘Sağlığınız ihmale gelmez!’ ifadesi kullandı.

Yaptığı önceki paylaşımlarından da bir ikisini yazayım:

- Yaşam bize verilmiş en kıymetli hediye.

- Sağlıklı yaşamak büyük nimet.

- Sağlığınız yaşam tarzınız ile direkt etkili.

- Birçok kronik hastalıktan yaşamı değiştirerek korunmak ve kurtulmak mümkün.

Hepsi başlı başına önemi olan özlü sözler.

İşte bu önemli bilim insanı kilitli odasında ölü bulundu.

Bu değerli akademisyenimiz, İstanbul Üsküdar'daki Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan Prof. Dr. Gökçen Orhan’ın bu kadar güzel ve önemli paylaşımlarından sonra ölü bulunması beni düşündürdü.

Aklıma ‘Acaba?’ sorusu geldi…

Kendisinden haber alınamaması üzerine odasına bakılmak istenen Orhan'ın kapısının kilitli olduğu fark edildi. Kapının açılmasının ardından Orhan'ın cansız bedeni bulundu.

Yoğun bakıma kaldırılan Orhan'ın hayatını kaybettiği belirlendi.

Umarım düşündüğüm gibi olmamıştır.

 

*- 5 BİN LİRA DESTEK

 

Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, ilçeden üniversiteyi kazanan gençler ile bu yıl mezun olanlara 5’er bin TL destek ödemesi yapılacağını açıkladı.

Başkan Vekili Pehlivan, ‘Biliyoruz ki tatlı sözlerle gençlerin sırtını sıvazlamak kolaydır ama biz zoru seçerek manevi olduğu kadar maddi olarak da onları desteklemek için yola çıktık. Mücadelemiz ‘Menemen’imizden de bilim ve teknolojide, sanat ve kalkınmada başarılı gençler çıksın’ diyedir” dedi.

Başkan Vekili doğru söylemiş:

Nedense hep birileri tatlı sözlerle sırtımızı sıvazlıyor.

Yani işini kolayına kaçıyor.

Hizmet yok…

Çalışma ve emek yok!

Paraları, yardımları çarçur etmek var…

 

*- 500 MİLYAR DOLARI GEÇTİ

 

Çin Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ocak-temmuz döneminde Çin’in dış yatırımlarının büyüme eğilimini sürdürdüğü bildirildi.

Verilere göre, yılın ilk yedi ayında, Çin’in finans olmayan doğrudan dış yatırımları yıllık bazda yüzde 18,1 artışla 500 milyar 940 milyon yuana ulaştı.

Çinli işletmelerin Kuşak ve Yol güzergahında yer alan ülkelere yaptığı finans olmayan doğrudan yatırımların geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 23,2 artarak, 95 milyar 340 milyon yuanı bulduğu ve aynı dönemde toplam dış yatırımların yüzde 19’unu oluşturduğu kaydedildi.

‘Komşuda pişer bize de düşer!’ deriz ya, bir ara ‘örnek’ olarak ele aldığımız Çin’den, bize bir kuruş ya da onların para birimi olan bir ‘Yuan’ bile düşmedi…

Üstelik İzmir’deki konsolosluklarını bile kapattılar ve ‘kısa süre’ dediler.

Biz de onlar da bunu unuttular, unutturdular.

 

*-MENDERES HALKI KARAR VERMELİ

 

Geçen haftanın en önemli gündem maddelerinden biri de Harmandalı Çöp alanının kapatılması idi.

Kaç zamandır İzmir’in ‘Katı atık bertaraf sistemi’ne ihtiyacı olduğunu da biliyoruz.

Önce Torbalı gündeme geldi.

AKP itiraz etti.

Sonra Karşıyaka gündeme geldi.

Bu kez AKP ve Karşıyaka’dan bir grup ‘Hayır!’ dedi.

Kemalpaşa ‘Biz hazırız!’ dedi,

Bilim adamları ‘olmaz!’ dedi.

Menemen çok yıllar önce, ‘Biz kendi imkanımızla işi çözeriz!’ demişti, başarılı olamadı…

Sonunda gündeme Menderes geldi.

Yine AKP’li milletvekilleri ‘Hayır!’ diye toplantılar yaptılar.

Bakanlıklar da olmaz, diyor milletvekillerini ve AKP’lileri dinleyerek.

Tunç Soyer de, ‘Bize zaman kaybettirmeyin!’ diyerek açıklamalar yaptı.

Reis de yıllardır ‘İzmir çöp kokuyor!’ diyerek yerel yönetimleri suçladı.

Son olarak Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan ilçeye yapılması planlanan katı atık bertaraf tesisiyle ilgili açıklamada bulundu.

Menderes’e yapılması planlanan Katı Atık Bertaraf Tesisi ile ilgili başlatılan imza kampanyasıyla ilgili açıklamada bulunan Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan, Menderes ile ilgili kararı başka ilçelerde yaşayanların değil Mendereslilerin verebileceğini söyledi.

Tesis ile ilgili ÇED sürecinin devam ettiğini hatırlatan Menderes Belediye Başkan V. Erkan Özkan, ‘Biz yerel yöneticiler olarak halkımızın sesiyiz. Ben de Menderes Belediye Başkan V. Olarak halkımın sesini kamuoyuna duyuruyorum.  Menderes’e yapılmak istenen tesis ile ilgili farklı çevrelerden açıklamalar yapılıyor, imza kampanyaları başlatılıyor. Ancak ilçemize yapılacak tesis ile ilgili zaten Tarım Orman İl Müdürlüğü itirazda bulundu, İnceleme Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirmeye alındı. Bunun dışında da Menderesli hemşehrilerim bu tesisin ilçemize yapılmasına karşı. Yetkili kurumların itirazları ve ilçe halkının konuya olumsuz bakmasına rağmen yapılan açıklamalara bir anlam veremiyorum. Madem bir kampanya yapılıyor gelsinler Menderes’te tesisle ilgili anket düzenlesinler. Bu anketten çıkacak sonuç bölge halkının iradesini ortaya koyacaktır. Kimse kusura bakmasın ama Menderes’in geleceğine Medereslilerden başkası karar veremez’ dedi.

Ben de şunu söyleyeyim:

Urla’da evimin en fazla 200 metre uzağında arıtma sistemi var.

Herkes ‘Olmaz, olmamalı!’ diyerek tepki koymuş, bizden de imza almak için kampanyalar düzenlemişti.

Biz ‘Yöneticilere’ inandık ve haklı çıktıklarını gördük.

Kaç zamandır ne koku duyuyoruz, ne de bir şikayet…

İsteyen gelip inceleyebilir…

Yani Menderes için de siyasetçiler değil, bilim insanları ve teknokratlar konuşmalıdır…

 

*- MİKROP MU SAÇIYOR

 

Özellikle hafta sonları binlerce İzmirli kendini sahil kesimlerine adeta atıyor.

Sahiller doluyor.

İzmir Merkeze en yakın plajlardan biri de Urla-Zeytinalanı Merkez Plajı.

Kayyum Belediye Başkan vekile ve Kaymakam’ın açıklamaları gündeme geldi.

Özetme Urla’nın bu plajının sağlıklı olmadığı, dolayısıyla hastalık saçtığı dilden dile yayıldı.

Bunun üzerine İZSU’da, yüzbinleri hatta milyonlarca insanı ilgilendiren şu açıklamayı yaptı:

 

*- İŞTE GERÇEK

 

Urla-Zeytinalanı Merkez Plajı’ndan alınan deniz suyu numunesinin analiz sonuçlarının mevzuat sınırlarını geçtiği gerekçesiyle Urla Kaymakamlığı’nın kirliliğin araştırılması talebinde bulunduğu yönünde kamuoyuna yansıyan haberler üzerine konuya ilişkin bir açıklama yapıldı.

Kaymakamlık tarafından gündeme getirilen ve haberlere konu edilen analiz değerleri ‘mevcut durumu’ yansıtmamaktadır.

İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından 4 Ağustos 2023 tarihinde alınan numune sonuçları deniz suyunda hiçbir tehlike olmadığını göstermektedir.

Zeytinalanı Merkez Plajı’nda anılan gün itibariyle E.Coli parametresi 3 kob/100ml., Enterokok/Fekal Streptococ parametresi ise 0 kob/100ml., olarak belirlenmiştir ve bu değerler yüzme suyu kalitesi açısından en iyi derece olan “mükemmel” ibaresiyle teyit edilmektedir.

Bu sonuçlar Sağlık Bakanlığı’nın https://yuzme.saglik.gov.tr/ adresli internet sitesinde “Zeytinalanı Merkez Mahallesi Plajı” sonuçlarında da görülebilmektedir.

Urla-Zeytinalanı Mahallesi’nin altyapı sisteminde de herhangi bir olumsuz durum söz konusu değildir.’

Yani sıcaklardan bunalan İzmirliler, Urla’nın plajlarından da güven içinde yararlanabilirler, söylenti yayanlara inanmasınlar.

 

*- DOĞRU YANIT İÇİN

 

Bu haftanın hikayesi de şöyle:

Nasreddin Hoca bir gün tarlasında çalışırken oradan geçen bir genç kendisine şöyle seslenmiş :

‘Kolay gelsin baba!

Falan köye ne kadar zamanda gidebilirim?’

Hoca, hiç oralı olmamış, sanki soruyu duymamış gibi işine devam etmiş. Genç adam aynı soruyu daha yüksek sesle bir daha sormuş.

Hoca yine oralı olmayınca adam içinden, ‘sağır mıdır nedir bu adam?’ diye düşünerek bir daha var gücüyle seslenmiş:

‘Heeey hemşerim!

Sana söylüyorum; duymuyor musun?

Şu köye ne kadar zamanda varabilirim, diye soruyorum, bir cevap versene!...’

Hoca yine cevap vermeyince adam,

‘Bu adam ya sağır, ya bunak, ya da başka bir derdi var!’ diye düşünerek Hoca'dan ümidini kesmiş ve yürümeye başlamış.

Biraz yürüdükten sonra arkasından Hoca'nın şöyle seslendiğini işitmiş;

‘Oraya tam iki saatte varırsın!’

 

*- İKİ İLERİ Mİ, YOKSA GERİ Mİ?

 

Üç kere sorduğu halde sorusuna cevap alamadığı için canı zâten sıkkın olan adam iyice sinirlenmiş ve demiş ki;

Yâhu sen ne biçim adamsın, madem biliyordun, şunu baştan söyleseydin ya!

Hoca'nın cevabı pek mürşidine olmuş;

‘Evlâdım! Ben köyün hangi mesafede olduğunu gayet iyi biliyorum ama senin yürüyüşünü görmeden, ne kadar zamanda oraya varabileceğini nasıl söyleyebilirdim ki?’

Okuyucularım arasında bu hikayenin değişik versiyonlarını bilenler vardır.

Ama asıl ana haber şu:

‘Az sabredin de bir yürüyüşlerini görelim!’

Mehter marşı gibiler mi?

Bir ileri iki geri mi, yoksa iki ileri bir geri mi?