Bugun...
SON DAKİKA

TAMAM ABİ, PEKİ ABLA...

 Tarih: 08-01-2024 09:10:00
YAŞAR EYİCE

*-  ESKİDEN OLDUĞU GİBİ

 

Bornova’dan Bülent Haseki aradı.

İkiz kardeşlerden biri kendisi… Büyükleri ise Cemil Haseki…

Ağzından hep ‘Tamam abi, peki abla!’ sözleri çıkar, ‘Hayır’ sözcüğünü bilmez.

‘Bizim Serhat Sökmen’i yazsana!’ demişti Bülent Haseki…

Çok iyi anımsıyorum;

Beş yıl önce ise şimdiki belediye başkanı Dr. Mustafa İduğ için koşuşturmuştu, seçilmesi için…

O zaman da, beni aradığında aynı cümle ile başlamıştı, sohbete;

‘Mustafa İduğ’u tanıyorsun değil mi?’ diye…

Ben, sadece ‘Çantacılar!’ olarak adlandırdığım Ankara ve İzmir’deki ‘Menfaatçi!’ grubun, beklentilerine set çektiği için siyasetçi dile ile ’Yemeğe’ karşı çıkıyorum.

Bu maymunlar ve maymun iştahlılar her zaman her yerde bulunuyorlar.

Bu arada belirteyim:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ‘İzmir’de belediye başkan adayını anket sonucu belirleyeceğiz!’ demiş!...

Peki anketler kimi gösteriyor?

Yine Bornova’da Belediye Başkanlığı yapmış genç Y. Mimar Olgun Atila’yı…

Bir başka aday da Konak Belediye Başkanı Mimar Abdül Batur…

Doktor (Karşıyaka Belediye Başkanı) ile Gazeteci Atilla Sertel de (Eski milletvekili) de umutla bekliyor…

Yani İstanbul’dan gelen, İzmir’e bir çivi bile çakmamış, hatta mahkemede yaptığı bir yanlışlık yüzünden yargılanmış, pompalanmaya çalışan ithal adaya ‘kırmızı kart’ gösteriyor, İzmirliler…

Yeri gelmişken ve gündemde iken İZ-AFED Derneğinden de söz etmek istiyorum, sonra Bülent Haseki ile CHP’nin Bornova’daki aday adaylarından Avukat Serhat Sökmen’e döneceğim…

Naci Görür Hoca Gündeme Getirmişti.

Şimdi de, bu dernek, yani İZ-AFED (İzmir Afet Bilinci Çevre İklim Farkındalığı Derneği) yönetimi de, aşağıda yazacaklarımı, ‘İzmir halkı adına soruyoruz!’ diyorlar…

 

*- KİM ÜSTLENECEK

 

Naci Görür; İzmir’de 7’nin üzerinde büyüklükte bir depremin yaşanabileceğine dikkat çekerek, bölgedeki faylarda bulunan gerilimin oldukça korkutucu boyutlara ulaştığını açıklamıştı.

Bu gerçeklikten hareketle sormuştu;

‘İzmir depreme ne kadar hazır?’

Yalnız İZ-AFED Derneği değil ben de soruyorum:

5393 sayılı Belediye Kanununun 53. Maddesinde yer alan afet ve acil durumlarla ilgili görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getiren belediye var mı?

Belediyeler konunun uzmanlarıyla, STK’larla, üniversiteler ile işbirliği yapılmakta mıdır?

Bu konuda şeffaflık ve katılımcılığı sağlayacak politikaları var mıdır?

30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'de, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'ta yaşanan yıkım ve acıları, bir daha yaşamamak için yerel yönetimler ne yapıyor?

Konu stratejik planlarında yer almakta mıdır?

Yeterli bütçe ayrılmakta mıdır?

Afetlerin ardından yaşanan ikincil afetler, hep olduktan sonra mı gündeme gelecek veya buna ilişkin önleyici-koruyucu plan ve projeler var mı?

Depremden sonra hasarlı olarak veya kentsel dönüşüm için yıktırılan binalarda, ‘Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmeliğe’ uyularak yıkım yapılıyor mu?

Yapılmıyorsa neden belediyelerce denetim ve cezai takibi yapılmıyor?

Bina yıkımlarına ruhsat düzenleyen belediyeler, yıkımı yerinde denetlemeye gidiyor mu?

Ya da çevre ve halk sağlığının tehlikeye atılmasına ve işlenen kent suçlarına seyirci mi kalınıyor?

2023 yılı Nisan ayında Bakanlıkça yapılan Yönetmelik değişikliği ile büyükşehirlerde Afet İşleri Daire Başkanlığı, ilçe belediyelerde ise Afet İşleri Şube Müdürlüğü kuruldu.

Belediyeler bu görevlere atama yaparken, liyakat esasına uyuldu mu? Atanan bu kişilerin Afet Yönetimi alanına yönelik bilgi, uzmanlık ve deneyimleri var mı?

Bu kişilerin esas meslekleri nedir?

Afet yönetiminde liyakatsizlığın ağır bedelini / sorumluluğunu kim üstlenecek?

 

*- SORGULAMALIYIZ

 

Bu kentte (Aslında tüm ülkemizde) yaşayanlar olarak, artık bunları sorgulamamız gerekiyor.

Bugüne kadar yaşanmış afetlerde yitirdiğimiz canlara olan vicdani borcumuz için, sorgulamalıyız.

Kentlerin afetlere karşı hazırlıklı ve dirençli olması noktasında, yerel yönetimlere çok önemli görevler düşüyor.

Afetlerin yerelde yaşandığı ve bedelini de yerel halkın ödediği bir gerçektir.

Kentlerimizi bu konuyu önemseyenler; yani aklı, bilimi, katılımcılığı, şeffaflığı ve birlikte yönetimi esas alanlar yönetsin.

Doğrusu bu değil mi?

Belirttiğim gibi şimdi de, babası değil dedesinden bu yana tanıdığım Bornova Belediye Başkanı adaylarından Avukat Serhat Sökmen’e döneyim…

 

*- KATILIMCI ve KAPSAYIMCI

 

’24 saat hizmet’, ‘Kolay ulaşılabilir’, ‘Katılımcı ve kapsayımcı’ sloganları ile Belediye Başkanlığı yoluna çıkan 1983 Bornova doğumlu Serhat Sökmen İzmir Barosu’na bağlı avukat.

Yurtdışında mesleği ile ilgili çalışmalarda bulunduğu için İngilizce, Almanca ve Fransızca biliyor bu dillerde ‘yeminli tercüman.’

2011 yılından bu yana Bornova Belediyesi’nde avukatlık yapan evli bir çocuk babası Av. Serhat Sökmen aktif Kürek sporcusu…

Tabii bu ‘fırıncı küreği’ değil…

Yine Bornovalı Seda İnce Demirkan’ın Amerikan Pitsburg kürek takımında yıllarca takım kaptanı olduğu, İzmir’in gururu olduğu gibi…

Şunu da not olarak ekleyeyim:

İngiltere’de Oxford ile Kembriç üniversiteleri arasındaki iddialı kürek yarışmaları yüzyıllardır süre geliyor.

Serhat Sökmen şöyle diyor:

‘Katılımcı ve kapsayıcı bir yönetim modelini, demokratik bir şekilde hayata geçirdiğimizi göreceksiniz.

Sosyal belediyeciliğin, tüm Türkiye’ye örnek olacak, en iyi uygulamalarını Bornova’da hem de ilk üç ayda göreceksiniz.

Sadece günümüzü kurtarmayacağız!

Sadece bundan sonraki beş yılı yönetmeyeceğiz, gelecek 30 yılı da planlayacağız.

Toplumun en çok ihtiyacı olan değer adalettir.

Adil bir başkan olacağıma sizler karşısında söz veriyorum…’

Hukukçu Başkan Adayı Serhan Sökmen, tabii ki, ‘katılımcılık, kapsayıcılık ve şeffaflık’ gibi değişmez ilkelerinin yanı sıra, ‘Yeşil Bornova’, ‘Temiz Bornova’ ile trafik sorunundan tutun da parklar ve bahçelere kadar her konu hakkında görüşlerini ‘açık taahhüt’ olarak anlatıyor.

 

*- İZMİR İTHAL ADAY İSTEMİYOR

 

‘İzmir için temennilerin yer aldığı son yazımı sizlere sunuyorum umarım sizler de değerlendirirsiniz İzmir'in en önemli sorunu ithal adaylara karşı tepkimizi gösterelim lütfen’ diyor Aydan Yalçın…

Aydan Yalçın’ın mektubunu da paylaşıyorum:

‘İzmir Ege'nin incisi, Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir şehir.

Ancak son dönemde Cumhuriyet Halk partisi (CHP) İzmir'e büyük haksızlıklar yapıyor, İzmir ile alakası olmayan kişileri bir şekilde getirip aday yapıyor hatta milletvekili - belediye başkanı yapıyor, sonra da bir sonra ki seçimde ‘Neden oy oranımız düşüyor?’ ya da ‘artmıyor?’ diye anketler yaptırıyorlar

Acaba neden?

Hemen basit bir örnek üzerinden genel seçimlere bakalım;

İzmir 10 milletvekili çıkarmış CHP, içlerinden kaç tanesi İzmirli? Söyleyelim sadece yarısı, onlarında garanti olan ilk sıradakiler.

Başka şehirlerden gönderilmiş!

Şimdi de önümüzde yerle seçimler var ve bu seçimde de garip aday adayları var!

O ilçe de oturmayı bırakın, hayatı boyunca bir kaç kere den fazla oraya gitmemiş…

Aday adayları yönetime talip olmuşlar.

Örnek ister misiniz?

Sayısız!.. (Sevgili Aydan Yalçın, yazısının bu bölümünde isimler veriyor. İstanbul’da, İzmir’in dışında yaşayan ama Ankara’da CHP’deki arkadaşları sayesinde, ben bunlara ‘çantacılar’ diyorum, bunlar sayesinde CHP’nin adayı olmalarını sağlıyorlar?

Aydan Yalçın bazı ithal, yabancı aday adaylarının, özellikle son yıllarda bir gün bile o kentte, ilçede yaşamadıklarını, ilçenin sorunlarından bihaber olduklarını, bir mahallesine bıraksan çıkış yolunu bulamayacaklarını, bunlara rağmen birilerine güvenerek aday adayı olduklarını belirtiyor.

‘Buna da tamam!’ diyen Aydan Yalçın, ‘Eksikleri varsa bunları kapatmaya çalışmalı ancak o yine de ‘ilçenin ne sorunu var?’, ‘burada ki insanlar nasıldır?’ diye çalışacağına Ankara’dan çıkmayan eski vekil arkadaşlarını ikna edip hiç bilmediği bir yere yukarıdan atanmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyorlar!

İzmir’ e bile gelmeyenler var!

 

*- ACABA

 

Herhalde atanırlarsa (aday gösterilirlerse) ve kazanırlarsa İstanbul’dan ya da Ankara’dan yönetecekler İzmir’i?

CHP genel merkezi verecek kararları.

Acaba eskiden olduğu gibi ‘ben atadım oldu!’ mu diyecekler?

Yoksa gerçekten DEĞİŞİM diyerek aldıkları görevi İzmir'in gerçek yaşayanlarına gerçek evlatlarına liyakat esası ile mi verecekler?

İşte İzmirliler bu sorulara cevaplarını az bir zaman sonra alacaklar. Umarız Özgür Özel ve ekibi artık özlenen, umut beslenen o değişimi gerçekten getirir ve bekledikleri oy rekorlarını alırlar…

 

 

 

 

 

 

  Bu yazı 2159 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI