Bugun...
SON DAKİKA

Eski tas, eski hamam, bencilce yaşamaya devam...

 Tarih: 07-10-2023 08:40:00
SERVET ÇOLAK

Günaydın Can-Canlar;

 

Victor Hugo'nun bir sözü ile tanıştım, o kadar etkiledi beni ve bir o kadar da günümüzün aynası oldu ki, siz canlarla paylaşmak istedim;

 

***Siz, yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz...Biz ise, ortadan kaldırılmış yoksulluk. O yüzden ANLAŞAMIYORUZ...***

 

Yahu arkadaş, ünlü filozof, bizi mi duydu acaba??? Bu kadar yerinde bir teşhis ve tespit olur mu??? Sanki devrimizin virüslerini, yüz yüze dertleşiyoruz...ama, hangi biriyle uğraşacağız bre kurban? Derdimizin en büyüğü yoksulluk ve bütün kötülüklerin anası cehalet tabii! Başımıza ne gelirse cahilliğimizden, bilgisizliğimizden, ille de bilir sandığımız kişiye teslimiyetten geliyor. Zaten cehalet, teslimiyetin birinci ve en büyük ayağı değil mi? Gelsinler de, dünya halini az çok bilen, zayıf karakterli olmayan, satın alınamayan, mürekkep yalamış birini ilhak ettirsinler topluluklarına da bakalım, aynı güçte kalabilecekler mi?!?

 

Cahile gördüğü hakikatlerin bile yapay olduğunu anlatmak, ikna etmek kolay. Kendi arayıp bulabilseydi, beyaz bastona ihtiyacı olur muydu, ya da rehbere? Bulurdu doğru yolu bir şekilde, gerisini de aklı selimiyle, doğruyu, yanlışı tartarak kendi kararlarını verebilirdi, tercümana gerek duymadan. Ama gel gör ki, bizler artık o kadar ele karıştık ki, kendi lisanımıza bile bir açıklama bekliyoruz. Memleketimizde, gerçekleşen olayları yakından takip edebilmek, olan biteni öğrenmek için bir, 'Medya' ve kollarına ihtiyacımız var. Ama onların da büyük bir ekseriyeti, Hükümet'in yayın organları oldu çıktı. Maalesef, uzaktan kumandalılar! Ancak sansürden geçenleri öğrenebiliyoruz, yalan, yanlış! Doğruyu anlatmaya çalışanlar da, çürük yargının eseri, parmaklıklar arkasında. Korku dağları beklerken, bu zavallı, haklarının bile ne olduğu çarpıtılmış ortamda ne yapabilsin? İnandıkları yolda, her türlü araştırmayı yapanlar, gerçekleri ortaya sunanlar suçlu, ve yıkımcılık ile itham edilirken, 9 yaşında bir kız veya erkek çocuğu iğfal eden, kız ve kadınlarımıza musallat olup taciz eden sapıklar, sorgularından sonra salını veriliyor. Bu mudur adalet? Bu mudur, gözleri bağlı, elinde eşit terazi kefesi taşıyan simgenin yaptırımı? Büyük bir halk kitlesi yoksulluk, hayat pahalılığı ile mücadele ederken, hükümete yakın çevreler, varlık içinde yüzüyor, çıkmayan kati kararlar onlar için çıkartılı veriyor, kendi ağızlarıyla söylüyor bunları avantajlı şahıslar. Apaçık, sakladıkları yok, adeta şakıyorlarmış, hayatımızda böyle para görmedik diye...yahu, arkadaş biz gördüklerimizi, alıştıklarımızı adeta azaldığını ya da, göremez olmuşken, haydi tamam; '' bir az da görmemişler görsün de!'', her şeyin bir endazesi var yahu? yoktan var edilen gemi filoları, yoktan var edilen holdingler, madenleri arama hakları ve çıkartma hakları, daha şu anda aklıma gelmeyen bir sürü imtiyaz ve imkan?!? Eh tabii ki, bunun karşısında ''Biz de isteriz!'' diye ayaklanmalar, taa Osmanlı Devleti zamanından beri olacaktır ve olur da!

***''Rabbena hep bana!'', ya da ''nalıncı keseri gibi hep kendine yontmak'' olmaz! ''Tıpkı üzüm üzüme baka baka kararır'' misali, hepimiz değişiyoruz, çevremiz değişiyor, değişenleri görünce biz de değişiyoruz. Konu menfaat olunca gözümüzü de açıyoruz, kulağımızı da açıyoruz, elimizi de açıyoruz, her şeyi mubah görüyoruz.*** diye yazmış BEKİR YILMAZ. 2020'de...2023'ü yarıladık, değişen bir şey var mı, sizin oralarda, biz de yok da!!!!

 

Victor Hugo, 1802 de doğmuş, 1885'te de, yaşamına veda etmiş...Toprağı bol olsun! Bizler, 2023'ü yarıladık, var mı bir değişiklik? Amaaan sende bre kurban, ''it ürür, kervan yürür'' demişler büyüklerimiz, vardır, elbette bir hikmeti...ayrıca neyin nesini tartışıyoruz be kurban, deveye sormuşlar, ''boynun neden eğri'', diye, aldıkları cevap; ''nerem doğru ki?''....

 

Allahtan bu atasözleri var da, yalnız değiliz, meğerse, o zamanlar da aynı dertlerden mustaripmişler...demek ki, zaman değişiyor, yıllar geçiyor, ama insanlık, çok yol almış olmasına rağmen, karakterinde, bir değişim olmuyor, adeta eski tas, eski hamam, bencilce yaşamaya devam...

 

  Bu yazı 1136 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI