Vallahi de billahi de ben bu milleti çözemedim!

Tünaydın Can-Canlarım;

Vallahi de billahi de ben bu milleti çözemedim! Esasında yanlış başladım sohbete, sanki çözdüm de, anlamakta güçlük çekiyorum...Çeşme'nin tatil kalabalığını size kelimelerle anlatmam mümkün değil! Zaten İstanbul'dan gelen yakınlarımız, tatil kalabalığına takılarak normalde, 3,5 saat de vardıkları noktalara 7,5-8 saat de ulaşabilmişler, otobanlarda kuyruk!!

Arabalarında benzin yerine su mu yakıyor bunlar??? Ya da hepsinin yazlığı mı var acaba, otel veya pansiyonlarda konaklamıyorlar mı?? Hoş, daha Çeşme plajının çadır konut olduğunu görmedik, o da olabilir...Öyle ya, duyduğumuza göre, Fethiye Hillside da hafta sonu, 2kişi, 80 bin TL' imiş! Çeşme'de, her giden restoranlarda, yarı maaş bıraktıklarını söylüyor! Malum plajlara gidip gün boyu geçirmek de bir o kadardır sanıyorum...Eee, bizim televizyonlarda seyrettiğimiz şikayetçi halk sadece dar gelirli, seçilmiş vatandaşlar mı?? Geçim söz konusu olunca, aradaki fark inanılmaz boyutlara varıyor!!! Bazıları ayın sonunu nasıl getirebilecekleri düşüncesiyle, beslenme sıkıntılarıyla boğuşurken, bazıları da Pompei'nin son günleri çılgınlığını yaşıyor...aradaki uçurum fark edilmeyecek gibi değil!!

Alışıyoruz bre kurban! Allah razı olsun, tüm melanetlere karşı efsunlu yaptı bizi idarecilerimiz! Gitgide artan bir süratle, sürekli artan tüketim mallarının kazığına alıştık, hatta, 'taralelli' olduk! Hesap görmeye sıra geldiğinde, şaşılaşan gözlerle, yenen kazığın dokundurmasıyla, içimiz gıdıklanıyor gari!!!

Neyse, Allah ağız tadınızı bozmasın, güzel bir tatil geçirin inşallah. Alıştık artık! Yarını düşünmemeye çalışmaya alıştık! Günü yaşayalım diye uğraşıyoruz, gülümsemeye gayret ediyoruz, şikayet etsek de, kimsenin umuru olmadığı için, kendi sesimizle avunuyoruz. Kendimiz söylüyoruz, dinleyici de bizzat kendimiz, ''oynatmaya az kaldı, doktorum nerde?'' sendromu....

Çocukluğumdan bu yana, bir türlü kabullenemediğim bir bayram bu Kurban Bayramı! İstemesek de meraktan bakıp kaçtığımız manzara; gözlerinde, göbekli kasabın kırmızı önlüğüne, ve elindeki bıçağın neresine değeceğini korkuyla bekleyen bir kurban! Tekbir getirilerek boğazı kesilmesine rağmen boşta kalan ayağıyla can çekişen bir canlı, apartman sahanlığın da tepsi tepsi taşınan, titreyen, taze et ve kan kokusu...Benim için kurban bayramının izlenimleri...

Ben bu bayramın nesini seveyim yaaa? Hayır ediliyormuş! Hayvan kesmen şart mı, bağış yap, fakir fukara, çocuk sevindir! Dinimizin farzıymış!!! Ben almayayım arkadaş! Dünya'da yaşarken yaptığın kötülüklerin, günahların vebalini bu bîçare, bîgünah koyunlar çekiyor!!!Sırat köprüsünü geçerken, adayanları sırtlarında taşıyacakmış bu kurbanlar...Oldu canım!!!