VİRANE İDİ, DÜNYA ÇAPINDA YAPILDI

*- PAMUK KURTARILDI!

 

Neredeyse tüm okuyucularımın beğeneceği ve ilgi duyacağını düşündüğüm bir güzelliği paylaşmak istiyorum.

Bir aydır kayıp olan Pamuk’u İzmir İtfaiyesi sahibine kavuşturdu

İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, yaklaşık bir aydır kayıp olan Pamuk isimli köpeği, ihbar üzerine bir kuyuda buldu. 42 metre derinlikten 3 saatlik çalışmanın ardından çıkarılan Pamuk sahibine teslim edildi.

Böylece; İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, yürekleri ısıtan bir kurtarma operasyonuna imza atmış oldu.

İhbar üzerine Bayındır’ın Yakapınar köyüne giden ekipler bir ay önce kaybolan Pamuk isimli köpeği derinliği 42 metre olan bir su kuyusunda buldu.

Derin kuyularda sağlık açısından risk oluşturan metan gazına yönelik gerekli önlemler alındıktan sonra iple kuyuya giren Ömer Selçuk, Pamuk’u bulunduğu yerden aldı.

 

*- SABAH SABAH!...

 

Ertuğrul Kale yıllardır İstanbul’da yaşayan ve birçok uluslararası ödülü olan bir firmanın sahibi.

Emekli olmadan önce ‘Amiral Gemisi’ olarak adlandırılan bir ulusal gazetenin ve haber ajansının İzmir ve Ege temsilciliğini yapıyor, yanında onlarca haberciyi yani gazeteciyi çalıştıran Kahramanlar semti çocuğu idi.

Geçenlerde yazdığın Bodrum Kale ve Müzesi ile ilgili ve Şövalye unvanlı Oğuz Alpözen ile ilgili makaleye şu yorumu yapmış;

‘Yaşarım günaydın. Sabah sabah okuduğum en güzel yazılarından biri.

Bilmiyordum, çok şey öğrendim, harikasın!

İyi hafta sonları…’

Bir usta, yanında onlarca kişi çalıştıran ve çoğunun bir yerlere gelmesini sağlayan usta çok ödüllü bir haberci ve gazete, ajans yöneticisinden alınacak en güzel mesajlardan biri değil mi?

 

*- KARANLIĞA GÖMÜLDÜ

 

Mustafa Ali Çotura’da köklü Bodrumlu bir dostumuz.

Mustafa Ali de özellikle konu Bodrum olunca mutlaka yorum yapıyor, görüşlerini tarafsız bir şekilde içtenlikle dillendiriyor.

O da Üstat Oğuz Alpözen ve Bodrum Kale ve Müzesi ile ilgili yazıma yorum yapanlardan biri.

Mustafa Ali Çotura şöyle diyor:

‘Benim çocukluğumda Bodrum kalesi virane bir durumda, kuleler yıkık dökük, yığıntılar ise tavşan yuvası idi.

İşte Oğuz Alpözen müdürümüz ve ekibinin üstün çalışmaları sonunda

Bodrumlu denizci, balıkçı ve süngercilerin yardımı ile de o bakımsız kale dünyanın ilk ve en zengin Sualtı Arkeoloji müzesi haline geldi..

Bu durum takdire şayan bir durum olmasının yanında, sergi salonlarının da son sistem sergileme sistemi ile dünyada da büyük başarı kazanılarak, övgü ve övünç kaynağımız olmuştu.

Bu da, Bodrum'un dünya turizmin alanında haklı yerini almasında çok önemli bir katkı sağlamıştı.

Ama ne yazık ki birilerinin ‘restore!’ adı altında yaptığı yenileme çalışmaları Bodrum Kalesinin ve de içinde ki dünyanın ilk ve en zengin Sualtı Arkeoloji müzesinin o rengârenk ışıklı teşhir salonları karanlığa gömüldü.

Bizler, ‘Goca Bodurumlulaaar!’ oluveregden bu olumsuzluk karşısında gerekli tepki hareketini ortaya koyarak, bir hafta çalıştay yapılarak, bizlerinin de fikirlerini alınmasını istedik, ama kabul görmedi…

Nedense Oğuz Alpözen de çoğu zaman yalnız kaldı…’

Ankara Altındağ’dan Cihan Citaker ise ‘Sualtı Arkeolağu Oğuz Hocam bütün emeklerinize teşekkürler. 1985 yılı Temmuz ayında balayı seyahatinde bir gün kalıp Bodrum Kalesini ve hocamızın kurduğu sualtı müzesini gezmiştik. O yıllarda ‘Şövalye şarapları’ da vardı…’ yazmış.

Mehmet Kutlu’da şöyle diyor, Şeniz Ayçiçek ve Bornova’dan eski futbolculardan Rasim İşel gibi,

‘Oğuz Alpözen’i dünya tanıyor ama biz harcıyoruz. Onun Bodrum a kazandırdıkları küçümsenemez. Hatırladığım kadarıyla L'ejyon D'onör ödülü almıştı…’

 

*- ÇOCUK YOKSULLUĞU

 

İçimi parçalayan bir bilgiyi paylaşayım:

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın (PISA) 2022 yılı raporu, Türkiye’de yaklaşık her beş çocuktan birinin parası olmadığı için haftada en az bir kez yemek yiyemediğini ortaya koydu

‘Türkiye’de çocuk yoksulluğu’ olarak yazılan çalışmaya göre, her 5 çocuktan biri haftada en az bir kez okulda yemek yiyemiyor…

 

*- HER YERDE AYNILAR

 

Rusya’daki muhafazakarlar kürtaj tartışmasını körüklüyor.

Rusya’daki muhafazakar kesim, ülkede kadınların yıllardır sahip olduğu kürtaj hakkına kısıtlamalar getirmeyi hedefliyor.

Bazı kürtaj hakkı savunucuları, kısıtlamaların kadınlara neredeyse iki yıldır süren Ukrayna savaşı için ‘Daha fazla asker doğurun!’ mesajı verdiğini söylüyor

 

*- 5 YILDA 5 ANAOKULU

 

Yerel seçimler iyice yaklaştı.

Bazı adaylar belli..

Ama birçok yerde birçok aday olduğu için, önceki yıllardaki olumsuzlukları bilen ve gören partilerin yetkilileri kılı kırk yaracaklar mı, yakında öğreneceğiz.

Mühim olan verilen sözler yerine gelmiş mi?

İzmir’in Narlıdere ilçesinde (Urla- Seferihisar ‘Sığacık’ - Çeşme yolu üzerinde) Belediye Başkanı Ali Engin sözünü tutmuş.

Birkaç gün sonra, Narlıdere’de ‘5 yılda 5 anaokulu sözü’ gerçek oluyor

Başkan Ali Engin’i verdiği sözü yerine getirdiği için kutluyorum.

Anaokullarının mutlaka ve mutlaka her semte yayılmasından yana olduğunu da belirteyim.

Peki ya şuna ne demeli?

Örnek olarak İzmir’i ele alıyorum.

 

*- YETERLİ SAYIDA YOK!

 

İzmir’de, şiddet gören kadınlar için yeterli sayıda sığınma evi yok.

Kadın nüfusunun 2 milyon 226 bin 502 olduğu İzmir’de sadece 7 adet kadın sığınma evi var.

Toplam kapasiteleri ise sadece 187 kişi.

Mor Çatı Kadın Dayanışma Derneği, Belediye’nin bu sayıyı artırmasını talep eden bir kampanya başlattı.

‘İzmir’de nitelikli ve güvenli kadın sığınma evleri açılsın!’ diyorlar.

Mevzuatta geçen bir maddeyi anımsatayım:

 ‘Bakanlık, yörenin ihtiyacına, sosyo- kültürel yapısına göre uygun görülecek il ve ilçelerde konukevi açar. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu yüz bini geçen belediyeler ihtiyaca cevap verebilecek nitelik ve sayıda sığınak açar.’

Mevzuatta geçen bu maddeye göre İzmir’de çok daha fazlası olması gerekirken yalnızca 7 adet sığınak var.

Toplam kapasiteleri ise 187 kişi!

İzmir’in toplam nüfusu 4 milyon 425 bin 789 ve bunun 2 milyon 226 bin 502’si kadın.