FARKLI OLAN!

*-  SİNİRLER GİTMİŞ!

 

Celal Demir, İstanbul’da muhabirlikten başlayıp genel yayın yönetmenliğine kadar yükselen ender ve ünlü gerçek gazeteci meslektaşlarımızdan birisi.

İçimizde ‘duygu yüklü’ler çok azdır.

Yaşantımız, günlerimiz, hep olumsuzluklarla, sahtekârlarla, dolandırıcılar, hırsızlar ve halkın değişiyle ‘ciğeri beş para etmezler!’ le geçtiği için gözyaşımız eksik olmaz…

Yani birçok duyu organımız gibi duygusal yanımız pek fazla kalmaz,

Geçenlerde, Nörolog Şule Arslan Hanım, kol ve ayaklarımın çekimini yaptırdıktan sonra şunu söyledi:

‘Sinirlerin kalmamış!’

Yani; ‘Yok!’

‘Sinirsiz insan olur mu?’

Doktora göre oluyor işte!

 

*- ÖNCE ŞOKLAMA, SONRA ÇİVİLEME…

 

Meraklısına söyleyeyim:

Ellerine, ayaklarına, parmaklarına tel bağlıyorlar, sonra da şoklama yapıp elektrik veriyorlar.

Sen de zıplıyorsun…

Ama duyarsızsan, yani sinirler gitmiş ise bir şey duymuyorsun…

Teknisyen hemşire de notlar alıyor, bir şeyler yazıyor ve sonucu doktora gönderiyor…

Daha ileri tetkikte ise bu kez devreye çiviler giriyor.

Batırıyorlar…

Bağıracak mısın, zıplayacak mısın, ne yapacaksın, nasıl tepki vereceksin ölçüyorlar…

Durum böyle işte…

Doktorum Şule Hanım, birkaç tüp kan aldırdı ve ‘Nedenini bulmadan tedaviye başlayamam!’ dedi.

Düşünün, ben ‘Sinir sahibi oldum!’ diye düşünürken, gerçek anlamda sinirlerin harap olmuş, yok olmuş….

Ama, doktorum Şule Hanım, bazıları için söylediğimiz gibi ‘bana Kansız!’ da diyebilirdi.

 

*- HEP STRESTEN

 

Aslında 30 yılı aşkın süredir, stresten olacak, yediklerim içtiklerim kan yapmıyor.

Dr. Kemal Başak, Dr. Cengiz Tümer, Dr. Fevzi Bey birkaç gün değil, bir hafta uykusuz çeşitli testler yaptılar ve beni yaşama bir küçük ilaç ‘B-12’ ile döndürdüler.

Midem sayesinde aküm boşalmış, şarj yapmıyor.

‘Şarj’ dediğim ‘kan’ yapmıyor…

Küçücük bir iğne bu işi görüyor..

‘Duygu yüklü Gazeteci Celal Demir’den söz ederken, konu döndü dolaştı bana geldi…

 

*- MODASI DEĞİŞMEYEN

 

Neyse ben sözü Celal Demir’e vereyim, siz de ne kadar haklı olduğumu görün:

‘Sevgili dostlar; benim düşünceme göre; iletişim gönülden başlar, akılla devam eder. İkisinin birlikteliği ile ‘kemale’ erer, olgunlaşır…’

‘Öbür gün, evet, en erken öbür gün…

Yarını, öbür günü düşünmeye ayıracağım.

O zaman çözümlenecek her şey, ama bugün değil…’

‘Bunca yıldır yaşadıklarıma rağmen,  eğer hala yalnız yaşıyorsam; Allah beni birilerinden koruyor demektir....’

‘Bu dünyada modası değişmeyen tek şey KEFEN.

Hâlâ daha cebi yok, beyaz ve hâlâ tek parça...’

‘Büyük olsun oğlum seneye de giyersin, derdi hep rahmetli annem...

‘Seneye de giyer, iyi oldu’ diye mutlu olurdu babam...

Bu yüzden;

Hep bir beden büyük geldi bu hayat bana.

Bu yüzden;

Hep bir beden dar geldim, ruhumu anlamayanlara...!’

“Kadın dedi ki:

‘Meğer ne kadar vefasızmışsın!

Bunca yıl geçti aradan, ne bir mektup, ne bir haber!”

Adam dedi ki:

‘Ey sevgisi kalbimde yer edinen güzel gözlü ...!

Senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken,

o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?”

“İnat ettik;

Ben ona gitmiyorum, o da bana gelmiyor,

Yavaş yavaş ölüyoruz işte …"

 

*- SON SİSTEMİMİZ

 

İlaç: Tane tane!

Kavun-Karpuz: Dilim dilim!

Peynir-Yağ-Et: Gıdım gıdım!

Her türlü içki: Yudum yudum!

İş güç: Milim milim!

Kazanç: Bir-İki-üç-beş-on!

Kayıp: Milyon milyon!

Dertler: Katar katar!

Umut: Yatar uyur-Uyur yatar!

Spor: Şike şike!

San’at: Pike pike!

Siyaset: Dike söke-söke dike!

Medya: Viiijjjt Erenköy!

İnsan görmek istediğini görür.

Geri kalanını göz ardı eder......

HERKESE İYİ AKŞAMLAR...........

        

*- NEDEN YORULMUŞ?

 

52 yıldır çalışmaktan, her gün aynı olayları yazmaktan yoruluyor insan…

Çünkü bugüne kadar hep doğru bildiklerimizi yazmaktan, söylemekten dilimizde tüy bitti...

Ama artık aynı olayları yazmaktan yoruldum…

15 gündür gazeteye yazı yazmadım, yazılacak olayların olmadığından değildir suskunluğum, yazılacak yazıların havanda su dövmekten öteye gitmediğindendir. 

Ülkede gemi azıya almış, orman yangınları, seller ve her gün 3-5 şehidin verildiği bir coğrafyada yazı yazmak çamurda patinaj yapmaktan öteye gitmiyor..

Dünyanın en büyük ve en disiplinli insanlarına sahip bir ülkenin insanından  ses gelmiyorsa, nacizane Celal'in kalemi füze olsa ne yazar?’ diyor ve ekliyor:

‘Kan ve kemik bütün insanlarda bulunur;

Farklı olan yürek ve niyettir.’