Bugun...
SON DAKİKA

'OH... OH'LU GÜNLERE DOĞRU

 Tarih: 31-05-2023 08:41:00
YAŞAR EYİCE

*- BİZİ BİTİRDİLER!

 

Bazı köy düğünlerinde ve özellikle Karadeniz bölgesinde de sık rastladığımız bir eğlence var.

Silahları ateşlemek!

Bir ara futbol müsabakalarından sonraki kutlamalarda da yaşadık ve akıl almaz olayı.

Herhalde, ‘At, avrat, silah!’ sistemini beyninde yaşatanlar halâ var…

Şimdi bunu önceki gece birçok kentte olduğu gibi İzmir’de de yaşadık.

Bornova’da, Karşıyaka’da, Alsancak’taki arkadaşlarımızın, söylediklerine göre, ‘Silah seslerinden çekinerek perdelerini çekip, konutların iç kısımlarında oturmuşlar…’

‘Korktuk!’ sözcüğünü çok kişiden duydum…

Tuhaf giyimli insanların ‘Şükür namazı’ nı meydanlarda kılanların görüntülerini de göndermişler.

‘Allah kabul etsin’ ama böylesi hiç yaşanmamıştı.

Sadece anımsadığım, Karşıyaka’da bir kişi seccadesini tramvay raylarının arasına sermiş, dini vecibesini camide, mescitte ya da evinde değil de yeşillikler arasında eda etmeyi tercih etmişti.

Vatman da, yolcular da ‘Sinemadaymış’ gibi 15 dakika ara verdiler, seyahatlerine…

Böylesine sabırlı, inançla, sevgi dolu bir kent İzmir ve İzmirli…

Birinci Kordonda yeşilliklerin üzerinde namaz kılanlar da yadırganmamıştı…

Ama işin işine ateşli silahlar girince iş değişiyor.

Geçenlerde bir İmam ne demişti cemaate;

‘Evimde dolu iki silahım var!’

Konu hassas olduğu için yazıp, özellikle polisimizi ve yönetici kadrosunu bu konularda daha hassas olmalarını diliyorum….

Unutmayalım;

Gerek düğünlerde, gerekse maç sonlarında, yani sevinç anlarında, bir de alkollü olarak havaya ateş edilirken, kaç masum insanımızı toprağa vermek zorunda kaldık.

 

*- DÜŞÜNMEK İÇİN 14 YIL YETER Mİ?

 

Önce hangisini anımsatayım:

Daha doğrusu Avustralya’da yayınlanan bir kamu spotundan söz edeyim!

Şöyle yazmışlar; hücrede, demir parmaklıklar ardında yatan birinin görüntüsünün üzerine;

 

‘Eğer bir doktora, hemşireye veya sağlık çalışanına saldırmanın normal olduğunu düşünüyorsan sana bunu tekrar düşünmen için 14 yıl zaman veriyoruz!’

 

*-  KİM GÜÇLÜ?

 

Bir kuş canlıyken karıncaları yer!

Öldüğü zaman karıncalar kuşu yer!

Zamanla birlikte durum her an değişebilir.

Hayatta hiç kimsenin canını yakmayın ve aşağılamayın!

Şu an güçlü olabilirsiniz!

Fakat unutmayın;

Zaman sizden daha güçlü!..

Bir ağaçtan bir milyon kibrit çöpü çıkar.

Bir milyon ağacı yakmak için bir kibrit çöpü yeterlidir.

Yani;

İyi olun, iyi işler yapın!...

Bir cümle daha ilave edeyim:

‘Hayat sürekli bir tırmanıştır.

Kimsenin emeğine ve yüreğine basmadan tırmanmak tırmanışın ‘İnsancası’ dır.

Her şeyden önce insan olmamız gerekiyor, insanları sevmemiz gerekiyor her zaman…

 

*- SİZİ RAHATLATIR

 

Kibritten, ormandan, yangından söz ettik.

Bir de insanlıktan…

Peki ne yapmalıyız?

Şimdi yaz geliyor, geldi gibi…

O zaman, yani sıcaklar sizi rahatsız ediyorsa; BİR AĞAÇ dikin,

Yağmurlar sizi korkutuyorsa; BİR AĞAÇ dikin,

Meyve seviyorsanız; BİR AĞAÇ dikin,

Kuşları seviyorsanız; BİR AĞAÇ dikin,

Ciğerlerinizi seviyorsanız; BİR AĞAÇ dikin,

Yaşamı seviyorsanız; BİR AĞAÇ dikin!...

Daha ne diyeyim?

Silaha sarılacağınıza bir ağaca sarılın…

 

*- SIKINTI ve ACELE ÖZLETİR

 

Ünlü bilge Eflatun’a, insanoğlunun şaşırtan davranışlarını sormuşlar;

Şöyle yanıtlamış;

‘İnsanoğlu çocukluktan sıkılır!

Büyümek için acele eder!

Sonra da çocukluğunu özler!’

Önce;

Para kazanmak için sağlığını harcar, sonra sağlığını kazanmak için parasını yitirir!

İsterseniz deneyin!

Gidin bir özel sağlık kuruluşuna da görün dünyanın kaç bucak olduğunu…

İnsanoğlu, ‘Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, sonra hiç yaşamamış gibi ölür!...’

İnsan, ‘Hayata hazırlanmaya o kadar vakit harcar ki, hayatını yaşamaya vakit bulamaz!’

İnsan, ‘Yarınını o denli düşünür ki, bu günün elinden kayıp gittiğini fark etmez bile!’

Sonuç;

‘Oysa hayat; geçmişte ya da gelecekte değil, şimdiki zamanda yaşanır!’

Yalan mı?

Hep ‘Pazartesiye!’ deriz ya, bırakın bunu;

‘Haydi!

Yarın değil, şimdi…

Hemen….’

Ne kadar isabetli görüş değil mi?

Tabii ki biz yine bildiğimizi yapacağız, bu da ayrı bir konu…

Huylu huyundan vaz geçemez…

Körü körüne uygularız, işte…

 

*- AFGANLI PATRONUN İSTEDİĞİ

 

Tanıdığım ve birlikte çalıştığım en kibar, en saygılı, en araştırmacı, işinde en iyinin de iyisi, gerçek fotoğraf sanatçısı, unutulmaz dost Ateş Akkor’dan bu görüntüyü aldım…

Ateş Akkor ‘duvar ilanı’ için sadece iki satır yazmış;

‘Afgan patron eleman arıyor:

Kadın olacak, genç olacak, yatıya kalacak!’

Beni çıldırtan ve doğrultan bir ilan!

Geçenlerde uzun uzun yazmıştım.

‘Gooğle Amca’ya başta Afganlılar ve Araplar şu soruya soruyorlar;

‘Türk kızları!’

Devamını yazmak istemiyorum, kanıma dokunuyor.

Bazı Avrupa ülkelerinde ‘Hristiyan’ erkekler için verilen özel sözde turistik turlardan da söz etmiştim.

Bu konu üzerinde daha fazla durmak istemiyorum.

Umarım bu hassas konu üzerine gidilir.

Konuyu birkaç gerçek milliyetçi arkadaşıma açtım;

Bir, ‘Geldikleri gibi gidecekler!’ dedi benim sinirimi almak için, diğeri de işin ciddiyetini  şöyle gırgır dediğimiz bir şekilde anlattı;

‘Kaç durma saıin, niyet bozuk!’

Belirttiği gibi önce ‘niyet’ önemlidir…

Bunların niyeti bozuk…

Çok bozuk…

 

*- BÖYLESİ NE DUYUNDU, NE GÖRÜLDÜ

 

‘Dostlar sağolsun!’ deriz ya, işte onlardan biri de Meslektaşım usta gazeteci Işık Teoman, şimdilik Ayvalık’ta…

Işık Teoman da, hiç duymadığım bir konuyu gündeme getirmiş!

Söylediği şu;

‘Böyle bir şey olabilir mi?

Hasta bir bebek üzerinden piyango!

Savcılar araştırmalı...’

Aynı Ateş Akkor gibi kısa ve öz bilgi…

Işık Teoman de sözlerinin doğruluğunu fotoğraf ile özdeştirmiş…

Fotoğrafı ben de paylaşıyorum…

Bir vatandaşımız fotoğrafı şöyle yorumluyor.

“1980 sonrası faşist darbenin yol verdiği neo liberal sistemin yarattığı ‘benim memurum işini bilir!’ noktasından, toplum yozlaşmanın, çürümüşlüğün getirildiği, insan, insanın dini duygularının sömürülmesinin yanında, vicdanları sömürmek adına çocukların kullanılması…

Sonuçta;

Bu üzücü ve düşündürücü olay, ‘Benim insanım işini bilir!’ noktasına gelmiştir.

Atatürk'ün ilke ve devrim değerlerinden vazgeçilmesi, emperyalizmin işbirlikçisi karşı devrimin toplumu hızla ahlaki değerlerin yozlaşmaya, çürümüşlüğe yönlendirmesinin sonucudur bu ilanlar…’

 

*- İLK BİTİRDİKLERİ

 

Günümüzü bir daha başka şekilde özetleyeyim:

‘Cep telefonunu kamera koydular, fotoğrafçılık bitti!

Digital saat koydular, saatçılık bitti, ustamız kalmadı.

Oyun koydular, arkadaşlık bitti!

İnternet koydular, doğru bilgi sahibi olmak bitti, trollere yani sivrisineklere kaldık.

Cebimize telefon koydular biz bittik!

 

 

 

  Bu yazı 375 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI