Bugun...
SON DAKİKA

'NE OLUYOR?' DİYE SORMASI YETER!

 Tarih: 11-06-2023 10:00:00
YAŞAR EYİCE

*- ÇEŞME’DE NE OLUYOR?

 

Ünü magazinci Yusuf Çınar’a göre; Bir insanın hayatını mahveden dört şey vardır;

‘Duygusallık, farkındalık, fazla düşünmek ve zor insanlarla yaşamak!’

Herhalde bu sözleri ‘yılmak bilmeyen’ genç meslektaşımız Selma Artar için söylemiştir.

Selma Artar’ı gazeteciliğinden önce ‘sosyal’ yönü ile tanıdım.

Aynen Sancar Maruflu, Gürkan Ertaç, Esat Erçetingöz, Dr. Şaban Acarbay, Nadide Apaydın Akbulut, Mehmet Dönmez, Murat Eştürk, Yusuf Düvenci, Servet Vural, Atilla Köprülüoğlu, Mustafa Güngören, Okan Yüksel, Ünal Tümin, Nermin Ekinci, Fidel Severcan, Ayşegül İnceoğlu, Gülçin Güloğlu gibi sosyal yönleri ve yardımsever duyguları öne çıkan isimlerden şu an aklıma gelenler gibi…

Haberi Çeşmeli saygın gerçek emekçi gazeteci dostumuz İsa Atagöz’den öğrenmiştim…

Germiyan’daki bir kaza haberini okuyucularına diğer meslektaşları gibi duyuran Selma Artar’a tehditler gelmişti.

Araştırdım:

Çeşme’ye doğu illerinden gelen bir aile, ‘Sana ne?’ diyerek haber yapan meslektaşımızı hem telefonla hem de sosyal medyadan tehdit ediliyordu…

Selma Artar da, olayı ‘Acıları var!’ diyerek hoşgörü ile karşılıyordu, birçok basın emekçisi gibi..

Anımsıyorum;

Usta ve beyefendi gazeteci İsa Atagöz de bir yıl kadar önce fiili bir saldırıya uğramıştı Ardıç yolunda ya da sahilde…

Suçu neydi?

Sezon hazırlıklarını milyonlarca insana, Çeşme aşıklarına duyurmak…

Gözlüğü de kırılmış, ‘Çeşme’nin mafia türü haberlerle adı çıkmasın!’ diyerek şikayetçi olmamıştı.

Bu haberi de bana gece yarısı Selma Artar duyurmuştu.

Şimdi iş tersine döndü…

İkisi de ayrı ve rakip medya kuruluşundalar ama amaç bir;

Çeşme’ye ve Çeşme halkına gerçekleri duyurmak…

 

*- KÜÇÜKTEN BÜYÜĞE DOĞRU

 

Büyüklerin bir sözü vardır;

‘İyi olursa Allah’tan, kötü olursa senden!’ diye…

Benzer kalıplarda değişik ata sözlerimiz de bulunuyor.

Nedense, özellikle sivil toplum kuruluşları, siyasiler, partiler, dernekler, iş insanları yani menfaati olanlar hep davetlerine öncelikle basın mensuplarını davet ederler.

Ve konuşmalarında mutlaka teşekkür ettikleri isimler medye mensuplarıdır.

Büyük paralar harcanır, tanıtımlarda, sanatçılar getirilir, ikramlar yapılır ama nedense ekmeklerini sadece bu işten kazanan yerel basına ve gazetecileri ‘ilanla’ desteklemek, ufak hediyeler vermek bile akıllarının ucundan geçmez.

Sanki her şeylerine, her telefonlarına herkesten önce koşan, sevinçlerine ve kederlerine ortak olan medya mensupları ‘taş yiyerek’ sırtları sıvazlanarak karınlarını doyurmaktadırlar.

Ama içlerinde özellikle iş takipçileri olanlara baş tacı yaparlar…

‘Dile benden ne dilersen!’ derler…

Haberlerini karşılıksız yapanlara değil de ‘karşılığını almadan selam bile vermeyenlere’ büyük paralar öderler…

Bunları neden yazdım?

Çünkü gerçek gazeteciler sahipsizdirler…

Bir kişinin, kuruluşun menfaati yoksa, selamlarını bile esirgerler…

Telefonlarına çıkmazlar!

Sonra da ‘görmezden’ gelirler, her şeyi…

Aynen Selma Artar’ın aldığı tehditler karşısında ‘yalnız kalması!’ gibi…

Ama o yine yılmıyor, kendi aracını, kendi zamanını harcıyar habere yetişmek için…

Belki de başına sadece ‘tehdit edilmekle’ kalınmayacak…

Belki de bir köşe başında önene çıkanlar tarafından dövülecek, darp edilecek, hastanelik olacak…

Böyle sessiz kalınabilinir mi?

Çeşme’den çıt çıkmıyor….

Yazıklar olsun!

Sanki ‘ölü toprağı’ serpilmiş üzerlerine…

Seversin….

Sevmezsin…

Beğenirsin beğenmezsin…

Ama ‘böyle durumlarda’ dik durmak şart…

Birlik ve beraberlik içinde olmak şart…

Yoksa mafia kılıkla ve düşüncelini insanlar cesaret alırlar…

Bazıları da bu yola sapabilir…

Bunlara yol vermemek toplum bilinci ile olur…

Güvenlik güçleri her şeye yetişemez ve bilemez….

O zaman işi insanımıza düşüyor…

Onlara da yardımcı olmak, duyuraları yapmak ve tepki göstererek emniyete, adalete yardımcı olmak vatandaşlık görevidir…..

Unutmayalım;

‘Bugün bir gazeteciye, yarın sana, bana…!’

Hiç olmazsa bir buket yaptırılır ve gönül alma yoluna gidilir…

Ama herkesin cebinde akrep var, böyle durumlarda…

Ama şan ve şöhret için milyonlar sokaklara dökülür….

Ne diyeceğim…

Anlayana saz anlamayan davul zurna az…

Düşünebiliyor musunuz?

Germiyan ‘da üzücü bir olaydan sonra hem telefonla, hem sosyal medyadan tehditler almaya başladı haberci Selma Artar….

Sanki suçlu kendisi gibi…

Günah keçisi oldu, bir gazeteci olarak…

Ben de İzmir’in dirayetli Valisi ve Emniyet Müdürüne sesleniyor

Çeşme basınındaki her hangi bir arkadaşımızın başına bir olay gelirse suçlusu olacak mı?

Çünkü sezon başlıyor…

Rantçılar da ortaya çıkacak…

Öğrendiğime göre;

Tehdit, küfür, hakeret kayıtları şu anda Selma Arkar da da var, diğer meslektaşlarımızın ellerinde de…

Herşey hazır…

Sadece Vali Bey ‘Çeşme’de ne oluyor?’ diye ilgili birimlere bir soru sorsa yeter de artar bile!...

Umarım bu dünyada hiç kimsenin yaptığı yanına kar diye kalmaz…

 

 

*- HAYDİ BİLİN BİLİN…

 

Hafta sonu olduğuna göre biraz da sizi düşündürüp, güldüreyim:

Adamın biri bir hayvanat bahçesi inşa etti ve giriş ücretini 300 lira yaptı.

Bir kaç gün bekledi kimse gelmedi.

Sonra giriş ücretini 200 lira yaptı yine kimse gelmedi.

Nihayet giriş ücretini 10 liraya kadar düşürdü ama kimse gelmedi.

Bu defa girişi bedava yaptı.

Bir gün içinde hayvanat bahçesi ziyaretçi akınına uğradı.

Adam herkes içeride iken sessizce kapıları kilitledi ve aslanları serbest bıraktı.

Çıkış kapısına da çıkış ücreti 500 lira yazdı.

Herkes mecburen parayı ödeyip çıkmak zorunda kaldı...

Karşınıza çıkacak ucuz veya ücretsiz tekliflere dikkat edin; bedava ise muhtemelen ürün sizsinizdir.

Bir Atasözü şöyle der;

‘Bedava peynir sadece fare kapanında olur!’

Emine Elat;

‘Biz küçükken yalan yere yemin etme çarpılırsın, derlerdi.

Merak ediyorum; bazı toplantılarda ve törenlerde yapılan yemin töreninde kimler çarpılacak?’ diye yazmış…

Aklıma Birgül Yüce’nin bir süre önce bir yemin töreni sırasında yaptığı bir yorum geldi;

‘… Haklısın da onlar çarpılmıyor ....çarpıyorlar!’ demişti!

Acaba kimdi bu aklından geçirdiği çarpan kişiler?

Haydi, bilin, bilin…

 

*- TARLA’DAN SOFRA’YA ÜRETİCİ PAZARI

 

Çeşmeli üreticiler organik ürünlerini Çeşmeliler ile buluşturuyor. Taze meyve ve sebzelerin, geleneksel yöntemlerle üretilmiş tarhana, erişte, köy ekmeği, ev salçası, zeytinyağı, doğal bal, pekmez ve birbirinden lezzetli yöresel tatların zenginleştireceği Çeşme Üretici Pazarı, üreticiden aracısız alışveriş yapma imkanı sunduğu ziyaretçilerine de önemli bir ekonomik avantaj sunacak.

Ilıca’da kurulan Üretici Pazarı’nı her yaz olduğu gibi bu yıl da hayata geçireceklerini belirten Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran, “Her zaman üreticimizin yanında olacağız. Dalından koparılıp sofranıza gelen en taze ürünler için, Her Pazartesi ve Cuma üretici pazarımızı ziyaretçilerine açık olacak” dedi.

 

 

 

 

  Bu yazı 426 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI