Bugun...
SON DAKİKA

DEMEK Kİ, MİLLETTE PARA VAR!

 Tarih: 03-07-2023 08:25:00
YAŞAR EYİCE

*- ZEYTİN AĞACI GİBİ BEREKETLİ OLSUN

 

“Vallahi bıktım…

‘Bu kadar insan tatil mekânlarını hınca hınç dolduruyorsa demek ki millette para var. Ekonomide problem yok!’ anlayışı artık insanı sinir ediyor.

Türkiye'nin toplam turizm yatak kapasitesi 1.7 milyon…

Arkadaşım 85 milyonluk ülke burası…

Ülkenin yüzde 10'luk kesiminin durumu zaten gayet iyi…

Onlar bir hareket etseler ülkenin tüm tesislerini dolduruyorlar.

Sıkıntı %90'lık kesimin bu imkânlara erişememesi…

Türkiye'deki 3-5 tatil beldesine bakıp sığ sığ ekonomi analizi yapmaktan vazgeçin!’

 

*- BEDAVA OLUNCA

 

Zaten belediye sayesinde toplu ulaşım Bayram süresince bedava idi.

Millet sahil beldelerini adeta işgal etti.

Ali Kıray önceki bayramlarda metroların ve güvenlikle ilgili görüşlerini paylaşmıştı..

‘Eski tas eski hamam!’ diye görüşlerini ve izlenimlerini belirtti.

‘Yol gösterici!’ olmamak için anlattıklarını yazmıyorum…

Sürekli takipçilerim, leb demeden leblebiyi anlayanlar, güvenlik konusunda Ali Kıray’ın ne demek istediğini, benim de cümlelerimden çıkarmışlardır.

Önemli olan yetkililer anlasınlar…

Foça’nın durumunu Servet kardeşimden öğrendik.

Urla’yı da ben biliyorum.

Yelken Kulübünün bulunduğu büyük alan kapatılmış…

Binalar falan yapılıyor büyük reklamlarla…

Kararı kim alıyor?

Urla belediyesini ‘kayyum’ olarak yöneten Kaymakam…

Belediye Meclisi de yok…

Önceki kayyum da yine kaymakamdı…

Ne oldu?

Adı bazı yolsuzluklara karıştı ve alındı…

Ben büyük yatırımlara karşıyım…

Hele inşaat nedeniyle sahil kesiminin tellerle çevrilip kapatılmasına kesinlikle karşıyım bir vatandaş olarak…

Önce vatandaşın normal ihtiyaçları ele alınır ve sorunlar çözülür

 

*- YASAĞI DELENLER

 

Dün çevreyi dolaştım…

Suriyeli aileler yasağı delmişler…

Cümbür cemaat tatil yapıyorlar…

Kızılderili filmlerinde gördüğümüz gibi büyük kalabalıklar halinde daire şeklinde oturmuşlar hem bir şeyler atıştırıyorlar, hem de sohbet ediyorlar.

Bazıları da kıyıda köşede üzerlerine değiştiriyor…

Gördüğüm sahneler güneş batarken, yani akşamüzeri idi…

Otobüs duraklarında biriken onlarca insan da vasıta bekliyordu.

Araç kuyruklarını biliyorsunuz.

Lafı şuraya getirecektim, az kalsın unutuyordum.

Binalara, büyük paralar yatırılacağına, hemen karşı taraftaki yollar, kaldırımlar yapılabilirdi.

Ağaçlar budanır, haşaratla mücadele yapılabilirdi.

Park tüm insanların, çoluk çocuk yararlanacağı hale getirilebilir, bakımı yapılabilirdi.

Temizlik araç ve gereçleri alınır, çöp konteynerleri fazlalaştırılır, sinek ve sivrisineklerle, fare ve yılanlarla mücadele başarılı hale getirilebilirdi.

Vatandaş bunu istiyor…

Yoksa reklamlarla tanıtımı yapılan lüks binaları değil…

İlk bakışta ‘Ne güzel hizmet!’ diye geçiyor reklam panolarına bakılınca, ama gelin bir de Urla’da yaşamını sürdürenlere sorun bakalım, ne diyecekler?

Belediyelerin asıl görev ve yetkileri bellidir.

Kanunu da vardır…

Neyse ara bilgi bugünlük bu kadar…

Sorun yalnız Urla için değil ki!

Güler Dost Hanım bir laf etti, aklımdan neleri geçirtti…

 

*- HER YER DOLU!

 

10 Haziran 2022 itibarı ile Türkiye'deki toplam yatak sayısı: 1.862.327

Yani ‘her yer dolu, herkes tatile çıkmış!’ diye düşündüğünüzde hiç turist olmasa bile 1.850.000 bin kişi, Memleketine ve yurtdışına gidenlerini de abartarak aynı sayalım 3 milyon 700 bin kişi Türkiye nüfusunun yüzde 5 i bile değil..

Demek ki. daha önce belirtmeye çalıştığım gibi herkes tatile gidemiyormuş.

‘Bilgi dağarcığınızda bulunsun istedim.’ diyor, Güler Dost Hanım ve Berrak Öztekin Hanım gibi birçok araştırmacı arkadaşım…

Bu arada belirteyim, ‘Berrak Hanım’ çok nazlıdır…

Umarım arada kendisinden ve görüşlerini paylaştığım için bana sitem etmez, bazı ‘dostlar!’ gibi…

 

*- RAKAMLAR ŞÖYLE

 

Türkiye genelinde;

15 milyon 514 bin 953 konut,

Bir milyon 427 bin 860 özel iş yeri,

304 bin 548 kamu iş yeri,

546 bin 454 yazlık- mevsimlik,

318 bin 676 inşaat,

245 bin 391 imara açılan arsa,

851 bin 759 tahsis arsa,

13 bin 651 geçici numaralama (çadır, baraka, afet bölgesindeki geçici konutlar ve karavanlar)  var.

546 bin yazlık ortalama 4 kişi 2.2 milyon civarı yapar…

Bunu da eklesek bile, yine %10 bulmuyor…

Rakamlar herhalde yalan söylemiyordur…

Anketçileri konuştum, 25 yıllık karpuzcum Mehmet Dönmez’le…

‘Bal karpuzları’ kapışılmış…

Bana da ‘kavun’ getirdi…

Tabii ki yanında ‘süt kuzu mısır!’

Bu kadar geziyorum, ‘Bir kez bile bir anket yapana rastlamadım!’ diyerek lafa başladı…

Ben de bu işten büyük paralar kazananları ve nasıl hareket ettiklerini anlattım…

Tahmin ediyordu, ama bu kadarını bilmiyordu…

Sayıların, rakamların, isimlerin nasıl değiştiklerini, değiştirildiklerini…

 

*- ZEYTİNSİZ EDEMEYİZ

 

Hüsamettin Berber ve Filiz Kasapoğlu ile birlikte bir ara aynı işyerinde çalışıyorduk.

Sonra onlar da ‘patron’ kazığı yediler, birçok meslektaşım gibi…

Filiz ‘mermer’, Hüsamettin ‘Zeytin’ konusunda uzmanlaşmıştı…

Şimdi yine birlikte çalışıyorlar ve başarılı işler çıkarıyorlar.

Hüsamettin için ben de ‘Zeytin ve zeytinyağı’ ile ilgili araştırma yazıları kaleme almaya çalışıyordum.

Bu yazı elime geçince onları ve yaşadıklarımı, yani nasıl aldatıldıklarımızı, halkın tabiriyle ‘çarpıldığımızı’ anımsadım…

Şimdi yazıya devam edeyim:

 

*- İNADINA  ZEYTİN, İNADINA AŞK…

‘Evlilik resmini palmiyelerin altında değil ZEYTİN Ağaçlarının altında çektir’ diyor bir arkadaşım…

Anlatılmak istenen şu:

‘Bazı insanlar kavak ağacına, bazı insanlar zeytin ağacına benzer...

Kavak:

Boyu uzundur, suyun

(Paranın) çok olduğu yerleri sever, herkese tepeden bakar, rüzgar o gün nereye eserse o tarafa döner, birde pek narindir kırılıverir ve sağlam işlerde kullanılmaz...

Ve en önemlisi meyve bile veremeden ömrünü çürütür gider...

Zeytin:

Su ile (Para) ile çok işi yoktur!

İhtiyacı kadarını alır, kimseye tepeden bakmaz!

Rüzgârın onu eğmesine asla izin vermez,

Dallarını sopayla kırarsın da bir sene küser ama öbür sene yine sana verir, kin tutmaz…

Tüm bunlara rağmen bir de zeytin verir ki (Bilgi); ister yeşil zeytin, ister sofralık, İster kırma zeytin, olarak kullan istersen sıkıp yağını çıkar dilersen posasından Priina yap sobada yak…

Daha neler neler?

Ha bir de güvercin ağzında; insana ‘Barış Temsili’ şeklinde sunuluşu vardır ki edebiyatçılara ve tarihçilere konu olmuştur...

Ömrünüz zeytin ağacı gibi bereketli olsun…

Mutluluğunuz zeytin ağacı önünde çektireceğiniz fotoğrafla birlikte, yıllarca sürsün…

 

 

 

 

 

  Bu yazı 520 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI