BİRİLERİ RANT PEŞİNDE

*- ENAYİLİK VE SOYGUN

 

Gelişmeler ışığında önce günün sözünü sizinle paylaşayım, sonra yaşama döneyim.

Ustalar ne diyor?

‘Sarraf olmaya gerek yok!

Menfaat, herkesin ayarını ortaya çıkarıyor!’

Ne kadar güzel söz…

Şunu da unutmayalım.

‘Fesleğen bile dokunmadığın sürece etrafa kokusunu yaymıyor!

Sevdiklerinizin yüreğine dokunun…’

 

*- DOYMAK BİLMİYORLAR

 

Yeni değil!

Sık sık Seferihisar ve onun limanı Sığacık gündeme geliyor.

Tekrar belediye başkanlığını sürdüren İsmail Yetişken bu kez ‘Teos Marina’ ile gündeme oturdu.

Gerekirse marinaya çadır kuracaklarını söyleyen Başkan İsmail’in şu sözünü herhalde unutmayacağım,

‘Sermaye doymuyor!’

Hem de tam oburllar…

Bulduklarını götürüyorlar, halkın değişi ile…

İşler çok çok yolunda ki, Teos Marina kapasite artışına gidiyor.

Sonuç mu?

Bu gidişle Sığıcak ‘askeri bölge!’ gibi halka kapatılacak.

Amaç ve hedef belli Teos Marina yönetimi için…

Şunu da ilave edeyim;

Birçok deniz meraklısı ve amatör balıkçılar, inanılmaz konaklama ücretleri karşısında, ya teknelerini Yunan adalarındaki sudan ucuz marinalara bağlıyorlar, ya da çekçeklerle karada kendileri için sığınacak bir yer buluyorlar.

Sahil kesimindeki birçok insanımız da bunun tanığı..

Buna da bakanlığın el atması ve marinaların aşırı konaklama ücretlerine el atması, kontrol altına alması bekleniyor.

Marinalar yüzünden denizciliğimizin ilerlemediği ve birçok ilgili ve meraklının denizlerden uzaklaştığını, meydanın çok zengin bazı kişi ve kurumlara bırakıldığı, ama nedense geleceğimizi ilgilendiren bu konuya seyirci kalındığı belirtiliyor.

 

*- ESAT HAKLI!

Foto Muhabiri Esat Erçetingöz’ün Kültürpark’taki ‘Lunapark’ ile ilgili seslenişine katılıyorum.

Kendini bir şekilde kanıtlamaya çalışan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay bir yerlerde ‘Fuar’ olarak seslendirdiğimiz Kültüprak’ta köklü değişikliklere gideceğini, yapacaklarını, yapılacaklarını açıklarken ‘Lunaparkın kaldırılacağını’ ya da bir başka yere taşınacağını söylemiş.

Ben de bu fikre katılmayanlardanım..

Esat Erçetingöz’ün lunapark işletmecisi ile özel dostluğu olduğu için perde arkasını kendisinden öğrendiğini düşünüyorum..

Bizim de aklımıza ne geliyor?

‘Başka birilerine peşkeş çekileceği!’

Bu konu açıklığa kavuşturulmalıdır.

Daha önce birilerinden duymuştum, sanıyorum Aziz Kocaoğlu’nun ilk döneminde, ya da rahmetli Piriştina döneminde birinci Kordon’a dünyanın en büyük döner dolabı yapılmak istenmiş ve proje sunulmuştu.

Ama kabul görmemişti…

Şimdi aynı projenin benzerinin yine işletmeci ve bulduğu ortakları ile yaşama geçirilmek isteniyormuş.,.

Olur mu, olur?

Geçenlerde İngiltere’de Londra’da idim…

Onların meşhur dönme dolabına, çok önceden bileti alınmasına rağmen, uzun kuyrukta bekledikten sonra bindim…

Şöyle özetleyeyim:

‘Darphane!’

Öyle özlenecek bir şey değil..

Zaten bizim Lunapark’taki gibi bindikten sonra belli bir süre dönmüyorsunuz.

Kabine biniyor, dolduktan sonra bir sonraki kabin geliyor, onu bekliyorsunuz. Sonra sıradaki ve diğerleri… Kabinler doldukça bir adım ilerleyerek dönüyürsunuz. 

Dolduk boşalt sistemi…

Boşalan kabin dolduruluyor ve dönme dolap sözde dönüyor…

Tepeden, yani yükseldikçe görülecek bir manzara da yok…

Pis Thames nehrinden başka…

Tabii sizin görüntülerinizi de çekiyorlar, ‘Hatıra!’ diye alıyorsunuz.

Böylece hem reklamlarını yapıyor, hem de ama fotoğrafla, ama hediyelik eşya ile İngilizlerin daha da zengin olmalarını sağlıyorsunuz..

Onlar için ‘akıllı adam’ işi…

Bizim için ise kim ne derse desin ben söyleyeyim:

‘Enayilik’ ve ‘Soygun!’