Bugun...
SON DAKİKA

ÖZENLE SEÇİLMİŞ SORULAR

 Tarih: 10-05-2024 09:17:00
YAŞAR EYİCE

*- HEMEN ORTAYA ÇIKTILAR

 

Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin İstanbul’daki genel kurulunda İzmir ekibiyle birlikte gelen usta foto muhabirleri Sökmen Talay ve görüntü yönetmenliğinin dışında, kalemini de konuşturan Şükrü Akın ve yine kıdemli ustalarımızdan Ünal Tümin ile ‘Havuz kenarı’ sohbeti yapıyorduk.

‘İyi takipçiyim’ diyerek hem Ünal Tümin’in hem de Şükrü Akın’ın düşündüren yazılarını okuduğumu belirttim.

Sökmen Talay’a ‘Karşıyaka’da mısın?’ diye sordum, Gaziemir tarafına taşınmış.

‘Senin eski başkanın (Dr. Cemil Tugay) koltuğuna ısındı galiba! Bütün gün gezmesine rağmen, Tunç Soyer zamanında olduğu gibi haberlerin akışı durmadı. Yüzde birini bile bileceğini sanmıyorum, ama yine de işi ekip iyi götürüyor!’ dedim.

Sökmen Talay, ‘Ahmet Piriştina’ döneminden söz etti.

Ben lafı yine ‘Paraşütle’ Büyükşehir Başkanı olan Cemil Tugay’a getirdim, ‘Karşıyaka’da tanıyan var mı?’ diye sordum…

Yanıtını bir söyleşiden aldım:

Tugay Başkan diyor ki;

‘Karşıyaka’da bir lokantada yemek yerken, belediye çalışanları geçti. Beni gördüler el salladılar, ben de onlara el salladım!’

Hem de el sallamalar ‘içten’ miş!

Acaba ‘oh kurtulduk’ mu dediler, hani İstanbul’a giden yine CHP’nin Ankara’dan torpilli genel sekreteri vardı, haddini bilmeyerek bir de, yandaş ve yardakçılarının desteği ve baskısı ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmaya çalışan kişi için ben de ‘Oh İzmir kurtuldu!’ demiştim.

Şimdi de İstanbul’da plan falan yapacakmış!

Aslında çok becerikliler var sistemin içinde, birkaç yıldır süper çalışıyorlar, biliyorum…

Onlar makam peşinde olmadıklarından işlerine yaparlar, ‘Makine çalışır, el övünür!’ derler ya bizimki de, ‘Ben yaptım, ben yaptım!’ diye tepinir…

İleride anlatırım…

Bizim yeni Başkan ‘Kravat’ takmayı sevmezmiş, ama İngiltere ve İtalya Büyükelçileri ziyaretine gelince takmak zorunda kalmış…

Aslında ‘Bakın bana tebrik için Avrupalılar bile geliyor!’ demek istiyor herhalde…

Bence İmamoğlu’nun başına gelenleri anımsasın, sakın birileriyle yemek yemeye falan kalkmasın…

Yabancıları bıraktım İzmirli her zaman her devirde bir şekilde ortaya çıkanlarla bile…

Müteahhitler ise hiç olmaz…

Baksanıza, Doktor Başkan ilk iş olarak 117 yıllık İzmir’in köklü belediye kurumu Eşrefpaşa Hastanesi ile yakından (!) ilgilenmeye başladı.

İzmir ekibine sordum:

‘Neden 6 ay önce Tunç Soyer zamanında görev alan Başhekim dahil idare müdürüne, başhemşireye kadar tüm yönetim kadrosuna el çektirdi?’ bilen yok!

‘Neden, 2020 yılından beri deprem nedeniyle kullanılamaz hale gelen binaların yerine yapılacak 7 katlı binanın yapım ihalesine kimse girmiyor?’

Aklım almıyor!

Bu sorunun yanıtın bilen de yok…

Belediyeye küsmüşler mi?

Olur mu böyle şey!

‘Ben bilmem başkan bilir!’ oyunu sahneleniyor herhalde İzmir’de…

Tabii o da biliyorsa…

Koltuğunu bile henüz ısıtmamıştır.

 

*- YUKARIDAN DEĞİL AŞAĞIDAN BAŞLANILIR

 

Başkan Cemil Tugay ‘Mutfak Sanatları Merkezi’ni ‘övünç konusu’ olarak ele alıyor.

O gün ben de açılışta idim.

Karşıdan izledim, gezdim.

Tabii bu arada ‘basın plakalı’ aracım için ‘otopark ücretini’ de ödedim.

Bazı araçlara serbest idi…

Diğer zamanlarda da ödememi yaptım, ‘Karşıyaka Belediyesine Yardım’ diye düşündüm.

Çünkü ‘Nuh diyor, peygamber demiyordu’ belediye personeli.

Başkan ‘Kimsenin gözünün yaşına bakmayın!’ demiş…

Bence bu konuda haklı idi…

Ama adam kayırmaya, sıfata bakmaya gelince iş değişiyor.

Met ettiği açılışlarda hep aynı sımalar ve bana göre ‘beleşçiler’ ve ‘yağcı takımları’ vardı…

Belki o günleri anımsıyordur ama işi gereği söz etme ihtiyacını duymuyordur.

Sağlıkçı Başkan Dr. Cemil Tugay’ın Karşıyaka’da övündüğü noktalardan biri de, ‘yeraltına alınan çöp konteynerleri!...’

Bak sevgili Başkan bu sözünü ettiğin çalışmayı, birçok belediye başarı ile sürdürüyor.

İstanbul’dan falan söz etmeyeceğim…

İzmir’in Ödemiş ilçesinde bu ‘yeraltı sevdası’ 20 belki de 25 yıl önce işleme konulmuştu.

Dört başkan belki de beş başkan öncesi idi.

Haberini de ben yapmıştım.

Karşıyakalı Çevreci Erol Altınmekik’in birçok yetkili gibi kendisine de ismen gönderdiği önerilere bir göz atabilirsen Dr. Cemil Tugay Başkan bu konu ile ilgili gönderdiği birçok mektubu görebilir.

Bu arada neymiş efendim, Karşıyaka belediye başkanlığı döneminde Büyükşehir’den yani Tunç Soyer’den hiç destek alamamış, hiçbir ortak projeleri olmamış!

Bu işe de aklım ermedi…

Tunç Soyer her fırsatta, ‘tüm belediyelere eşit mesafedeyim’ diyerek övünüyordu.

Giderayak Çiğli’ye kadar uzanan Karşıyaka tramvayını acaba ‘Saymicez!’ diyenlerden mi olmalıyız!

Sporu takip edenler, mizahı sevenler de bilir;

Denizlispor gol yiyince bizim dostumuz spor yazarı Denizlili Selamettin Bayındır, ‘Bu gülü saymicez! Saymiyoruz…’ deyince halk şivesiyle günlerce takılma konumuz olmuştu.

 

*- AÇIK VE NET

 

Dr. Cemil Tugay’ın açıklamalarına, kendisiyle söyleşi yapan ya da soru soranlara bakıyorum akılcı sorular…

Nasıl mı?

‘Sağ gösterip, sol vuranlar!’ gibi…

Kendilerine ve yakınlarına kırptıkları açık ve net…

İyi niyet yok…

Algı operasyonu kokuyor…

Tek tek ‘Ne amaçla sorulduğunu’, ‘kimleri korumaya çalıştıklarını ya da kimleri tu kaka diyerek sallandırmak istediklerini’ geçmişlerinden örnekler vererek anlatabilirim…

Şunu anladım:

Dr. Cemil Tugay’ın önünde, tuzaklı, hatta bombalı engelli alanlar, çukurlar var.

Tunç Soyer’in belediyenin kapısından sokmadıkları şimdi bir şekilde intikam peşinde koşuyorlar…

Yazık, çok yazık…

Şunu da söyleyeyim:

Tunç Soyer’le, yani önceki Büyükşehir Belediye Başkanıyla Seferihisar Belediye Başkanlığından bu yana ne bir kere görüştüm, ne elini sıktım ne de bir bardak çayını bile içmedim.

Ama diğerleri var ya, şu yüzkarası bazı medya temsilcileri ya de yazarları…

Bunlara yağmurlu havada bir bardak su bile vermem…

Ama onlar ne yapar eder, ya kendilerini yamarlar, ya da birilerini belediyenin bir yerlerine kaynak yaparlar, hiçbir yetenek, bilgi ve görgüleri ile tecrübeleri olmayanların işe yerlerinde kalmalarını sağlarlar…

Bu konuda daha çok yazacaklarım var…

Şimdilik bu kadar…

Yalnız Dr. Cemil Tugay’a değil, tüm belediye başkanlarına önerim şudur:

‘Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayın… Ağlayanlara sızlayanlara, yukarıdan gelen talimatları dinlemeyin… Yanınıza güvenli, siyasette beklentisi olmayan bir iki destek elemanı alın, bunları kimse bilmesin, onlar sıradan vatandaşlar gibi çalışma yapıp, müfettiş gibi rapor hazırlayıp gerçekleri başkanlara duyursun ve bunlar hakkında gereken yapılsın.

Poposunu kaldırmadan akşamı edenlere, gülü güle denilsin!’

Şunu da söylemeden duramayacağım:

Bakıyorum, belediye başkanları ile ‘samimi’ söyleşi yapmaya çalışanların kocaları, çocukları, yakınları, akrabaları, dostları, mutlaka bir belediye işletmesinde ‘yat kalk, para al! Köşeyi dön…’ düşüncesindeler…

Yani gerçek emekçi ya da medya çalışanı değiller…

 

 

 

  Bu yazı 659 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI