Bugun...
SON DAKİKA

AĞZIMIZIN TADINI BOZUYORLAR

 Tarih: 16-05-2024 12:47:00
YAŞAR EYİCE

*- HAYATTAN TAT ALMAK

Şimdi de, Ödemişli Altan Beyden şu mesajı aldım:

‘Lüzumsuz insanlara not;

Benim hayatım, benim kararlarım.

Hiç kimseyi ilgilendirmez’

Güzel bir söz!

Bunun daha genişletilmişini A.Zehra Hanım’dan duymuştum:

‘Benim hayatım, benim kararlarım’ a ilave olarak, ‘İstediğimle birlikte yaşarım sana ne?’ falan demişti.

Şaşırdım kaldım.

Söyleşi için önermişler bu nedenle aramıştım.

Telefonunu açmayınca, şansımı bir kez daha denemiş ve açınca da aman Allah’ım ummadığım ne hakaretlere maruz kalmıştım.

Derdimi anlatamadım…

‘Haklısın haklısın!’ deyip durdum ve sonra yüzüme ‘çat!’ diye kapatılan bir telefon sesi..

Yanımda bulunanlara anlattım, ‘Hayırsever’ olarak belirtilen A. Zehra Hanım’ın hayırlarını yazmamı istemişlerdi.

‘Met ettiğiniz bu Hanımağa’nın da, diğer ağalardan farkı yok!’ deyince onlar da benim gibi kızardı…

Ama şu da var;

Hanımağa hayattan tat almayı biliyor!

Ya birine benzetmişti, ya da yanında biri vardı ona hava falan atıyordu…

Benim gibi herhalde birçok kişinin ya da okuyucumun da başına benzer terslikler gelmiştir.

Baksanıza Altan Bey de birilerine benim vasıtamla mesaj gönderiyor.

Unutsun gitsin benim gibi, bizler gibi..

Çünkü;

‘Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer,

İçsen de tükenir, içmesen de!

Bu yüzden, hayattan tat almaya bak!

Çünkü yaşasan da bitecek, yaşamasan da!..’

Mutlaka ters çıkanlar tat almasını biliyorlardır, bir şekilde…

Sevgili Altan kardeş de bundan böyle hayattan tat almaya çalışsın, sizler de!

Şarkıda ne deniyor?

‘Ağlama değmez hayat, bu gözyaşlarına!...   

 

*- PARASI ÇIKIŞMADI…

 

Çok önceden yazmıştım.

Şimdi ‘kemerleri sıkma dönemi’ tekrar başlatılıyor ya, ‘Tam zamanı’ diyerek paylaşmak istiyorum.

..Ecevit’tin aşçısı anlatıyor ;

‘Başbakanlık konutuna taşındığında beni çağırıp Evladım burası benim evim ve devlet bana maaş veriyor Bütün yediğimiz içtiğimizin parasını benden alacaksın Sakın ola, devletin tek zeytin tanesi boğazımdan geçmesin!,,’

Başbakan Bülent Ecevit, sözlerini şöyle bitiriyor:

‘Bende çok dikkat edeceğim ama sizden bu konuda çok hassas olmanızı rica ediyorum...’

Bir gün kahvaltı yapılacak peynir yok!

Her nasılsa ihmal edilmiş;

Aşcı anısında olayı şöyle anlatıyor:

‘Gittim, bizzat kendisinden peynir almak için para istedim,

Bütün ceplerini karıştırdı para çıkmadı...

Rahşan Hanım bir tasın içinde o zaman iki buçuk lira buldu verdi… Gözyaşlarıma engel olamamıştım...’

İşte bizim böyle başbakanlarımız, devlet adamlarımız vardı…

İyi mi, kötü mü?

Bunun kararını siz verin beni konuşturtmayın..

 

*- TECAVÜZ SUÇTUR

 

İstanbul Sultanbeyli’de 13 yaşındaki bir çocuğa 15 kişinin tecavüz ettiği davada, sanık Ali Kılıççı ve Fatih Akman’ın avukatı Gülsün Doygun’un, çocuğun okuldaki etek boyunu gündeme getirdiği ve kimliğini kamuoyuyla paylaşmakla tehdit ettiği ortaya çıktı.

Avukatın disipline sevk edilmesi için kampanya başlatıldı.

Benim de desteklemem isteniyor.

‘Tecavüze uğrayan çocuğun etek boyunu soran avukat için mesleki disiplin önlemleri alınsın…’ deniliyor.

Kimse sorumsuz ve ahlak dışı bir tutum sergileyemez.

Açık ve net:

‘Tecavüz suçtur hiçbir bahanesi olamaz!’

Olacak iş mi?

Bende bu 15 kişinin isimleri ve meslekleri, yaptıkları işleri bile var.

Bilseniz şaşarsınız…

Tehdit ve şantajlarını da biliyorum…

Benim bildiğim gibi avukat da biliyor.

Öyleyse nasıl mesleğinin gereğini yapmıyor da iddiaya göre mafia vari demeyeyim de, sokak kabadayılığı hareketi gibi, hiç kimseye yakışmayacak bir davranıştı bulunmak insanlığa sığar mı?

 

*- SANA NE?

 

Avukat ne diyor, ne istiyor?

Tecavüze uğrayan çocuğun ‘etek boyunu kısaltmaması için ve daha usturuplu davranması için okuldaki hocaları tarafından uyarılıp uyarılmadığı’ sorulmasını istedi.

Bu tür suçlara maruz kalan mağdurların yüzde 90’ının suçu bildirme konusunda tereddüt ettiği bir ülkede (Türkiye İstatistik Kurumu), bu tür ifadelerin kabul edilemez olduğunu düşünüyorum.

Bu nedenle, Gülsün Duygun’un bu duruşma sırasında sergilediği tutumun yargılama sürecine zarar verdiği ve profesyonel etik kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle mesleki disiplin önlemleri alınması gerektiği talep ediliyor.

Merak ediyorum, dilekçe hazırlanmış ve binlerce kişi imzalamış.

Sonucu ne olacak?

Ne denilir?

Çayın demsizi,

Kahvenin telvesizi,

İnsanın densizi,

Ağzımızın tadını bozar!

 

 

  Bu yazı 639 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI