Bugun...
SON DAKİKA

ANAYASA'YA DA EŞİTLİK İLKELERİNE DE AYKIRI

 Tarih: 25-04-2024 15:12:00
YAŞAR EYİCE

*-  23 NİSAN KUTLU OLSUN

 

BUGÜN 23 NİSAN, geleceğimizin teminatı çocuklarımızın ‘23Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun 104. yıl dönümü kutlu olsun.

Kurtuluş Savaşı'nın Kahramanı Atatürk'e Saygı, minnetle Nice sağlıklı, mutlu, huzurlu bayramlara sevdiklerimiz ve sevenlerimizle…

23 Nisan, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde büyük bir öneme sahip olan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılışının yıl dönümünü temsil eder.

 

*- MANA ve ÖNEMİ

 

23 Nisan'ın anlamı ve önemini şöyle özetleyebiliriz:

1. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı: Her yıl 23 Nisan'da yurt içinde ve yurtdışındaki temsilciliklerde, bütün kurumlarda ve okullarda çeşitli etkinliklerle kutlanarak milli birliğin kenetlenmiş ruhunu temsil eder.

2. Türk Milletinin İradesi: 23 Nisan 1920, TBMM'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Mustafa Kemal Atatürk, TBMM'nin açılışı ile beraber Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı 1929'da ilk defa Çocuk Bayramı olarak kutlandı.

Daha sonra 27 Mayıs 1935'te çıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile ‘Ulusal Egemenlik Bayramı’ olarak kutlanmaya devam edildi.

3. Milli Bayram: 23 Nisan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından milli bayram olarak kabul edildi. 1981 tarihli Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile adı ‘Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ olarak değiştirildi.

4. Tarihi Kabullenme: 23 Nisan, Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli yeri işgal eder.

Her yıl bu tarih, yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, bütün kurumlarımızda, okullarımızda ve her evde çeşitli etkinliklerle kutlanarak milli birliğimizin kenetlenmiş ifadesini temsil eder.

Bu anlamlı günü coşkuyla kutluyoruz!

 

*- ÖZETLERSEK

 

Bundan 104 yıl önce; 23 Nisan 1920 'de Atatürk'ün başkanlığında toplanan meclis TBMM Padişahın herhangi bir etkisi ve yetkisinin olmadığı tarihimizin ilk meclisidir…

Bu yüce Meclisin açılmasıyla saray saltanatı sona ermiş yerini milletin egemenliği almıştır.  Bu meclis, yetkisini saray ve tek adamdan alan meşrutiyet meclisi değil, yetkisini milletten alan egemenliğin kayıtsız şartsız millete verildiği bir Cumhuriyet Meclisidir.

Cumhuriyet Meclisinin açılmasıyla, akabinde, saltanat kaldırıldı.

 

*- DANIŞTAY’A TAŞIMIŞTI

 

23 Nisan nedeniyle anımsadım:

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel, Millî Eğitim Bakanlığı’nın okul öncesi eğitim kurumlarında mescidi zorunlu hale getirmesi ve kayıt parasını ‘katkı payı’ adı altında resmi hale getirmesine ilişkin yönetmelik değişikliğini yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay’a taşımıştı.

Önceki dönemlerde CHP’de İzmir İl Başkanlığı görevini de, milletvekilliğine kadar sürdüren Avukat Deniz Yücel, ‘Biz devletin dini olmaz, devlet tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede olmalıdır dedikçe iktidar, bu ülkenin çocuklarının ve gençlerinin en temel hakkını yani eğitimi din merkezli hale getirmeye çalışmaktadır.

İktidar kabul etse de etmese de laiklik ilkesi devletin zorunluluğudur. Devlet, dini alana müdahale edemez.

Hele de ilköğretim çağındaki çocuklara hiç müdahale edemez.

Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir.

Bu yönetmelikle bir taraftan laiklik ilkesi delinirken diğer taraftan veli ile öğretmen, öğrenci ile öğretmen karşı karşıya getirilmektedir.

Namaz kılan-kılmayan, dindar-dinsiz ayrımlarına yol açılmaktadır.

Bu yönetmelikle okullar medreseye dönüşecek, katkı payı yönetmeliğiyle de sosyal devlet anlayışına göre ücretsiz olan eğitim, paralı hale gelecektir.

Kısacası iktidar hem laiklik ilkesine hem de sosyal devlet ilkesine büyük bir darbe vurmaktadır.

Çocuklarımız üzerinden oynanan oyunlara sessiz kalmayacağız. Danıştay başvurumuzu yaptık.

Ne laikliği tartışmaya açarız ne de ücretsiz eğitim hakkından vazgeçeriz’ dedi.

 

*- BU PROJE İLE

 

ÇEDES projesiyle okullarda imamların derse girmesinin önünü açan Millî Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitim kurumlarında mescidi zorunlu hale getirdi.

Yeni yönetmelik yayımlayan bakanlık, kayıt parasını da ‘katkı payı’ adı altında resmiyete soktu.

CHP’nin İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Deniz Yücel ise söz konusu yönetmelik değişikliğini yürütmeyi durdurma ve iptal istemiyle Danıştay’a taşıyan Yücel, şunları söyledi:

 

*- LAİKLİK, EĞİTİM SİSTEMİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR

 

‘Bu düzenleme ile okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları ile yatılı bölge ortaokullarının pansiyon kısımlarında mescit açılması zorunlu hale getirilmiştir.

Eğitim kurumlarında mescit açılmasına dair bir zorunluluğun yönetmelik aracılığı ile getirilmesi, Anayasa’nın laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığı’nca okullarda, dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kuracak şekilde düzenleme yapılması hem devrim yasalarına hem de anayasamızın laiklik ilkesini ilgilendirir.

Okul öncesi eğitime ilişkin bu düzenleme, bir grubun dinsel taleplerinin ön plana alınması suretiyle laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

Bunun yanında Anayasanın 42’inci maddesinde, ‘Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz’ denilmektedir.

Laiklik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşlarından biri, Türk Milli Eğitiminin de vazgeçilmez bir ilkesidir.

Yaşları gereği soyut kavramları öğrenmeleri mümkün olmayan temel eğitim çağındaki çocuklara yönelik bu uygulama, laiklik ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.

Eğitim sisteminde laiklik ilkesinin yok sayılması, bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaşılması anlamına gelir. Türk Milli Eğitim Sisteminde laiklik, gerekli ve vazgeçilmeyecek bir ilkedir.’

 

*- EN TEMEL HAK OLAN ÜCRETSİZ EĞİTİM

 

Okulları medreseye dönüştüren bu kararın yanı sıra okullardaki kayıt parasını resmileştiren düzenlemeyi de Danıştay’a taşıyan Yücel, sözlerine şöyle devam etti:

“Anayasamızın 42. Maddesinde “Devlet okullarında eğitim ücretsizdir” denilmektedir. Ancak 14.10.2023 tarihinde resmî gazetede yayımlanan yönetmeliğin 26 ve 27’inci maddelerindeki yeni düzenlemede “Okul öncesi eğitim hizmeti resmi okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsizdir” denilmesine rağmen bir sonraki cümlede, “Ancak okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alınır. Alınacak bu katkı payı, katkı payı tespit komisyonunca nisan ayında tespit edilir” ifadesine yer verilmiştir. Yönetmelikteki bu düzenleme Anayasanın 42. maddesine açıkça aykırıdır.

Diğer yandan sosyal devlet toplumsal eşitliği ve sosyal adaleti tesis etmekle görevlidir.

Söz konusu yönetmelik değişikliği ile getirilen “katkı payı” uygulaması eğitimde eşitliği ortadan kaldıracağından anayasamızın 2. maddesinde düzenlenen sosyal devlet ilkesine de Anayasa’nın 10’uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine ve 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 4, 7 ve 8’inci maddelerindeki “Eğitim hakkı ve eşitlik ilkelerine” de aykırılık teşkil etmektedir.”

 

*- BİR ANIMSATMA DAHA

 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet hepimizin vaz geçilmezi.

Bunları yalnız milli bayramlarda anımsamamamız lazım.

Her zaman bilmeli ve anlatmalıyız.

Şimdi yine bir muhalefet milletvekilinden söz etmek istiyorum, günün mana ve önemi yönünden de…

İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen ne yapmıştı?

‘Cumhuriyetimizin 100. yıl kutlamalarındaki belirsizliğe tepki göstermiş, ‘Sıradan bir tarihi yaşayacak gibi sönük, suskun ve belirsizlik içerisinde günleri sayıyoruz!’ demişti.

Şimdi sizi yine kısa zaman aralığına götüreceğim;

 

 *- BEŞ ÖNERİ

 

DEVA Partili İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, Cumhuriyetimizin 100. yılı nedeniyle düzenlenecek etkinliklerin yetersiz kalışına tepki göstererek, hükümete beş öneride bulundu.

Ösen, “Cumhuriyet’e yakışan anmaları yapmıyor olmak; kendi hayatlarından vazgeçen atalarımıza, uzuvlarını toprakta bırakan gazilerimize, ülkemiz ve aileleri için her alanda alın teri döken milyonlarca Cumhuriyet emekçisine haksızlıktır” dedi.

 

*- HAKSIZLIK

 

“Binbir zorlukla kurulan Cumhuriyet’e yakışan anmaları yapmıyor olmak; kendi hayatlarından vazgeçen atalarımıza, uzuvlarını toprakta bırakan gazilerimize, ülkemiz ve aileleri için her alanda alın teri döken milyonlarca Cumhuriyet emekçisine haksızlıktır” ifadelerini kullanan Ösen, ivedilikle harekete geçilerek, gereken kutlamaların şehirlerimizde hayata geçirilmesini talep etmişti.

Kayda geçmesi için belirtiyorum, Ösen, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Hükümete çağrıda bulunuyorum;

1-) ‘Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Yılın En’leri’ tanıtımıyla ülkemizin sanat, spor, siyaset, kültür ve bilim gibi alanlarının önde gelen isimleriyle, ulusal ve uluslararası programlar düzenlenmelidir. Dünyada, ülkemizi gururla temsil etmiş binlerce Cumhuriyet çocuğumuz var. Ülkesine aşkla hizmet eden bu insanları göreve çağırmak için neyi bekliyoruz?

2-) Cumhuriyetimizin kıymetini, ne şartlar altında kurulduğunu anlatacak kamu spotu, reklam gibi çalışmaların ulusal ve uluslararası alanlarda yapılması gerekmektedir. Yurttaşlık bilincimizin tekrar tazelenmesi için zor anlarımızda sığınacağımız bir ülkemiz olduğunu bilmemiz için kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetimizi, ülkenin her yerine kalın kalın harflerle yazmamız gerekiyor.

3-) TRT’nin Filistin meselesi altında kabul edilemez şekilde aldığı yayın erteleme kararı derhal kaldırılmalı, bağımsızlık adına tüm dünya milletlerine örnek olmuş Kurtuluş’un ve kuruluşun hikayesi destansı şekilde anlatılmalıdır. 

Elbette Ortadoğu’da yaşanan katliamlar, masum sivillerin, çocukların kolektif cinayetlere kurban gitmesi her birimizi derinden yaralıyor, üzüyor. Savaşın, yurt savunmasının ne demek olduğunu, mevzubahis vatan olmadıkça savaşın cinayet olduğunu da en iyi bilen milletlerin başında biz! geliyoruz.

İşte tam da bu yüzden Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkıyoruz. İyi biliyoruz ki; Cumhuriyet dünümüz, bugünümüz, yarınımız, özgürlüğümüz, haysiyetimiz ve medeniyetimizdir.

4-) Yıl sonuna kadar Türk Tarih Kurumu öncülüğünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kahramanlarımızı anacak çeşitli yayınlar tüm kitle iletişim kanallarında yer almalı, bilgilendirici içerikler paylaşılmalıdır.

5-) Uluslararası alanda seminer, sempozyum gibi etkinliklerin yabancı devlet insanları, akademisyenler, STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle birlikte yapılması, medeni dünyanın ayrılmaz parçası ve taşıyıcı kolonu olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, dünyadaki istikrar ve barış ortamının çimentosu olduğu tüm dünya ülkelerine anlatılmalıdır.”

Bu beş istek ve öneriden ne kadarı yaşama geçirildi, yapıldı, onaylandı.

Bunu en iyi siz okuyucularım biliyorsunuz.

Hatırlatmak benden, düşünmek sizden…

 

 

 

 

 

  Bu yazı 580 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI