Beni en çok memnun eden, ''Kadın'' adayların çokluğu

Günaydın Can-Canlarım;

Şu son günlerimizin gündemi haline gelen Belediye Reis seçimleri, bayağı hareketli geçiyor. Bu dönem beni en çok memnun eden, ''Kadın'' adayların çokluğu, ama çoğunlukla ''Gâvur İzmir'in'' ve İlçelerinde göze çarpmasını sorgulayan birileri çıkıyor mu acaba?? Zihniyet meselesidir bu apaçık ortada...duyduğum gurur ve mutluluk inanılmaz!

Hele, hele, İzmir Karşıyaka ilçesinin, ve Çeşme'mizin adayları arasındaki iki kadın var ki, ben diyen çok erkeğe taş çıkartır. Karşıyaka adayı, Yıldız İşçimenler Ünsal'ı ele alalım; yakından tanıdığım bir ailenin kızı, hatta çocukluk arkadaşım, Sadri İşçimenlerin ilk çocuğu. Tahsilini tamamladıktan sonra, yine yakın bir evladımızla kurduğu yuvadan iki erkek çocuk sahibi oldu. En güzel şekilde yetiştirdiler, şimdilerde yurt dışında önemli bir öğretim görevlisi olarak bulunuyorlar. Yıldız, evlatları büyüdükten sonra, babasının işini devraldı kardeşleriyle beraber, ve el ele daha da yükselttiler çıtayı. Sonradan çeşitli kadın kuruluşları idaresine girdi, yanılmıyorsam siyasete de atıldı, şimdi geldiği yer, doğduğu, büyüdüğü ilçenin, Beledeye reis adaylığı!

Çeşmemizin CHP adayı Lâl Denizli'yi ele alalım; Futbolculuk kariyerinde, 'Çeşme'li Mustafa' olarak Türkiye ve diş ülkelerde tanınan, Mustafa Denizli'nin, ikinci evliliğinden olan kızı. Aşağı yukarı bacak kadar kız çocuğu iken ablası Selin'le beraber, yaz tatillerini, arka komşumuz Jüliet'in(Mustafa'nın ilk eşi) evinde Çeşme'de geçirmiş, ele avuca sığmaz, sevimli, cana yakın bir kız çocuğu...ileri tarihlerde, idaresinde bulunduğum Çeşme'de ki, restoran, disko ve plaj işletmelerinde, elimizde büyümüş, ele avuca sığmaz çocuk...Şimdi karşımıza, Siyasi Bilimler dalında ihtisas yapmış, CHP'nin İstanbul Beşiktaş gençlik kollarından yetişmiş, yurdunu ve insanlarını o kadar benimsemiş ki, Gezi olayları dahil, Hatay depreminde de yaraları sarmak için, bizler, TV başında durumu izlerken, o, diğer kendi gibi kuvvetli olan kadınlarla, deprem bölgesinde, 1 ay, ama görüntüsü, üzüntüsü ve dertleriyle, herhalde yıllarca akıldan çıkmayacak olayların içinde, çadırda, hijyen sıkıntısı olan bölgede, halkının yaralarını sarmaya çalışmış...şimdi de Çeşme'miz için çalışmak adına, kuvvetli bir aday olmuş. Helal olsun kızlarım size ve diğer tanımadığım kadınlara, duyarlılığınız için, halkınız için, kadınların adını göndere taşıdığınız için...

KADIN, deyince, maalesef, herkesin aklına doğurganlığı ve mensubu olduğu ailesinin yaşamı için yaptığı işler gelir. Ne kadar yanlışmış meğer? Ne ortaçağ etkisinde kalınmış, hayatımızda ne kadar en önemli bir varlık olduğunun idraki, ötelenmiş, adeta hasır altı edilmiş....

Ama Roma İmparatorlukları zamanından kalan ve hayranlıkla izlenen mermer kadın heykelleri canlandı! Adeta birer melek, meslek sahibi, çalışkan, devlet reisliği mertebelerine kadar yükseldi...Sadece, buna katılmayan Ortadoğu ve Arap Ülkeleri kaldı. Mamafih, onlarında bazılarında artık kadınlara biraz hak tanınmaya başladı, seçmen oldular, otomobil kullanmalarına bile izin çıktı...darası daha da hür yaşamlara...

Dünya Kadınlar Günü için gönderilen mesajlardan biri çok ilgimi çektiği için paylaşıyorum.

****Bugün çiçek istemiyorum, saygı görmek istiyorum.

Bugün çiçek istemiyorum, özgürlük istiyorum.

Bugün, çiçek istemiyorum, eşitlik istemiyorum.

Bugün çiçek istemiyorum, yaşamak istiyorum.

1857'de 129 kadın bize çiçek alın diye ölmedi...****

(8 Mart1857 yılında ABD'nin New York kentindeki tekstil fabrikasında, yaklaşık, 40.000 kadının başlattığı grevde, polisin saldırması, ve fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkartılan yangında, kadınlar hayatlarını kaybetmişler.)