KUDURMALARININ NEDENİ

*- ATATÜRK’TEN BAŞKA LİDER YOK!

 

Araştırmacı Yazar Prof. İlknur Güntürkün Kalıpçı,  ‘28 Temmuz 1933 gününün Cumhuriyet gazetesinde bir haber okudum. İnanılmaz bir haberdi.’ diyor ve anlatıyor:

Hani bir çiçek alıyoruz, kırmızı renkte, hediye götürüyoruz ve adına da ‘Atatürk Çiçeği’ diyoruz.

O Atatürk çiçeğinin adını biz koyduk zannediyorduk ama bakın gazeteyi aynen okuyorum;

Gazete haberi şu:

‘Chicago özel, geçenlerde Vanderbit Üniversitesi profesörlerinden Doktor Kirk Landın laboratuarlarında muhtelif ameliyeler neticesinde kırmızı renkte yeni bir çiçek elde edilmiştir.

Profesör bu yeni çiçeğe isim ararken, yanında duran ama Tarsus Kolejinde Atatürk’le tanışmış, ondaki tabiat bilgi ve ilgisine hayran olan bir diğer profesör bu çiçeğe Atatürk isminin verilmesini önermiştir.

Ve bu öneri dünya nebatat dairesine iletilmiş ve Atatürk’ün yaptığı çalışmaların anlatıldığı toplantıda oy birliğiyle kabul edilmiştir.’

Yani dünyadaki her ülkede bu çiçek ‘Gazi Atatürk’ adıyla üretiliyor ve satılıyor.

Peki ‘Başka bir lider var mı?’ diye araştırdım.

Bir çiçeğe adını veren, başka hiçbir lider yok.

Çünkü tabiatıyla bu kadar bütünleşebilen bir lideri dünya tarihi yazmamıştır.’

 

*- KUDURDUKLARI KONU

 

İçimizdeki geri zekâlılara, ya da spor literatürüne giren ‘içimizdeki İrlandalılara’ duyurulur.

Ama şimdi içimizde yalnız ‘İrlandalılar’ ve ‘Sırplar’ değil, ‘Araplar’ da, Afrika ve Asyalılar da var.

Bunların kökleri, kurtuluş savaşımızı kaybetmemizi ve ‘Keşke Yunanlılar kazansaydı’ diye dua edenlere kadar dayanıyor.

Gece gündüz Gazi Mustafa Kemal Paşa, laiklik, çağdaşlık, ilericilik karşıtı sözde laflar üreten bu kişiler, Avrupa Voleybol Şampiyonu takımımızın as sporcularından birine akıl almaz iftiralar atıyor.

Bunun için de, bir akıl babalarının kullanmaya çalıştığı Atatürk’ün bir öz sözünü kullanıyor, bir kelimenin ‘ahlaklısı’ üzerinde duruyorlar.

Yani ‘ahlak’ sözcüğünün ‘A’ sını bile bilmeyen, her türlü ahlaksızlığı normal gören badem bıyıklılara en güzel yanıtı yine bir bilim insanımız Prof. Dr. Tansu Küçük şöyle yanıt veriyor:

‘Kudurdukları konu;

Ebrar’ın özel tercihleri değil!

Öyle olsa; Bülent Ersoy’u her külliye yemeğine davet etmezlerdi.

Konu;

Ebrar’ın boynunda!...’

 

*- BOYNUNDAKİ DÖĞME

 

Görüntüyü bilmeyenlere anlatayım;

Milli sporcumuz Ebrar’ın boynunda, Türk ve Türklüğün işaretlerinde ‘Bozkurt’ döğmesi bulunuyor.

Bu da kendilerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anımsatıyor.

Tarih yazıyor:

100’ncü yılını yaşadığımız Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm devrimciler Türk idiler ve Türkçülüğü en önde tutanlardı.

Zaten Mustafa Kemal’e kadar yani Osmanlı’da Türklüğün adı bile yoktu.

Bunları da zaman zaman anlatacağım.

 

*- KİMİSİNE MERCEDES

 

Atatürk’ün vefalı evlatları…

Kızlarımız;

Sizlerle gurur duyuyoruz.

Büyük başarınızda gözleri yaşamayan insanlığını sorgulasın.

Hani özel uçaklar tutulan, fotoğraflarıyla süslendirilen, jetlerin karşıladığı yere göğe sığdıramadığımız bazı futbolcu ve yöneticilerin ilk konuları neydi?

Söyleyeyim:

Prim…

Yani para!...

Bu konu o kadar önemli ki, işini içinde olanlarla, bazı spor yazarları konuyu derinlemesine biliyor ama tepkiler nedeniyle görmezden, duymazdan geliyorlar herkes gibi…

Yine anımsatayım:

Bir önemli konu da,  Mercedes marka jipti.

Şenol Güneş ve teknik ekip bazı oyuncuları es geçip, bazılarına araç verilmesi için liste sunmuş kıyamet kopmuştu.

Ardından da Güneş ve ekibi ‘özel prim’ istemiş; ortalık toz duman olmuştu.

 

*- UÇUK PARALAR

 

Bir de, adına statyumlar yaptığımız Fatih Terim zamanına gidelim.

Önce Avusturya- İsviçre.

Ardından Fransa.

İlkinde Rahmetli TFF Başkanı Hasan Doğan ile yönetici Levent Kızıl’ın uğraşlarına rağmen ne kavgalar yaşanmıştı.

Ayak bastı parası, galibiyet primi, ardı arkası kesilmeyen istekler. Uçuk paralar.

Hele Fransa var.

Tam evlere şenlik.

Daha maçlara çıkılmadan otel odalarında Terim ve oyuncular arasında yaşananlar.

Dönemin başkanı Yıldırım Demirören ve ekibinin kaosa sürüklenen prim kavgaları medyada geniş yer bulmuştu.

 

*- ATATÜRK’ÜN KIZLARI

 

Yer Belçika’nın başkenti Brüksel.

Yani AB’nin merkezi.

Voleybol Federasyon Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, ekibi ve diğer görevliler salonda.

Daniele Santarelli ve sporcular da hazır.

Başkan, ‘Şampiyonluk için ne versek az. Prim olur, başka bir şey olur. Tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz. Salonda işiniz bitti. Şimdi söz sırası sizde’ dedi..

Önce İtalyan hoca söz aldı.

‘Bu konuda konuşması gereken oyuncularım..’ diyerek sözü Kaptan Eda Erdem’e bıraktı.

Otelin salonu bir anda sessizliğe büründü.

Kimseden çıt çıkmıyordu.

İşte Eda’nın o kısa konuşması:

‘Atatürk’ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz.

Ne prim ister, ne de başka özel bir şey.

85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter..’

 

*- ANADOL YETER!                        

 

Peki bu güzel kızlarımız ödül olarak ne alacaklar.

Sadece yönetmelik gereği kişi başı 150 Cumhuriyet altını. Yani 1.6 milyon lira.

14 oyuncu toplamı 23 milyon..

Takımın İtalyan hocası ise sadece 40 Altın.

Federasyon, ödül alarak alacağı 500 bin Euro’yu ekstradan dağıtır mı bilinmez.

Ya sevgili dostlar.

Güzel insanlar.

Futbol takımının ayak bastı primi bile kat be kat fazlası.

Ay-Yıldızlı forma taşıyan iki takımın arasındaki fark.

 

*- YUH ARTIK!

 

Şimdi günümüze döneyim:

Zonguldak’ta bir vaiz, konuşmasında Avrupa Şampiyonu kızlarımızı hedef seçti.

Bizi gururlandıran millilerimizin kıyafetlerinin ‘Açık ve Uygun değil’ dedi.

Bunun üzerine cemaatten bir vatandaşımız ayağa kalktı ve  ‘Senin arkandan namaz kılmam!’ diyerek camiyi terk etti.

Ardından da yarıdan fazla vatandaş vakit namazlarını evlerinde kılmak üzere ayrıldılar.

Kızlarımıza destek böylece Zonguldak’ta bir camide ortaya çıktı.

Olayı öğrenen Zonguldak Müftüsü ise vaizlerin böyle yorum yapmalarının doğru olmadığını belirtti.