HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ KALINMIŞLIK DİYE BİR KAVRAM YOKTUR

Günaydın Can-Canlarım:

Eee, haydi bakalım dostlar, yarın sandık başına! Oturduğunuz beldenin yeni veya mükerrer Belediye başkanını seçebilmek için ellerimizi vicdanımıza koyarak oylarımızı kullanarak vatandaşlık görevimizi yerine getirelim...ayrıca bu ses kirliliği de bitsin! Konvoylar halinde, klakson ve hoparlörlerden bangır bangır cığırtkanlık yapanlar bitsin, yetti gari!!! HUZUR istiyoruz, DÜZEN istiyoruz, TEMİZLİK istiyoruz, LAĞIM KOKULARINA boğulmak istemiyoruz, ÇÖPLERDEN arınmak istiyoruz, SİVRİ, KARA SİNEK istilası istemiyoruz, mantar gibi uygunsuz yerlerdwen biten KAÇAK YAPI istemiyoruz!!! Vatandaşların normal beklentilerinin yerine getirilmesi dileğimizdir, yerine getirilmesini istiyoruz. Çok mu yani???

Neyse, konuşmaya devam edersem iş dedikodu ve yersiz siyasete dalacağım istemeden bu da yetti gari!!!

Eeee, öğrenmenin yaşı yoktur demiş Atalarımız, ne kadar doğru! ''TOLSTOY'UN BİSİKLETİ'' kavramını öğrendim yenilerde...oysa anlam ve önemini bilip durur, yapıp dururmuşum, benimsemişim de adını yeni öğrendim.

Efendim, eserlerini okumaktan büyük zevk aldığımız, ünlü Rus edebiyatçı TOLSTOY'a 67.ci doğum gününde, bir bisiklet hediye etmişler ve kar beyaz sakalıyla, o yaşta bisiklete binmeyi öğrenmiş olmasından esinlenerek, ''TOLSTOY'UN BİSİKLETİ'' diye bir kavram oluşmuş. HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL'' anlamına gelen..

****Kaç yaşında ve durumda olursan ol, içinde ulaşmak için çırpınan düşlerin varsa inan ve tutun onlara. Hiçbir şey için geç kalmadın, vaz geçmek için bahanen olmasın. Geç kalmışlık hissinin seni esir almasına izin verme. Geriye dönüp baktığında ertelenmiş bir geçmişten ziyade, başlanmış bir geçmişi yeğle. Eğer ay gökteki yerini alıp parlamak istiyorsa, Güneş'in batışını beklemelidir. Ve sen sahnede yerini alamadığın için sahneyi terk ediyorsan ışığını kendi ellerinle öldürdün demektir. Başarıya ulaşmanı senden başka kimse engelleyemez ve başarının önündeki tek engelin yine kendin olduğunu unutma! Harekete geçmek için doğru zaman tam da içinde olduğun şu andır. Adım atmak için geç kalmadın, aksine tam zamanındasın.**** Yazar: GİZEM ERDOĞAN

Ayrıca: ****TOLSTOY, çok sevdiği kızı Vanişka'yı henüz yedi yaşındayken kaybetmiştir. Onun için endişelenen komşuları bir süre sonra evin bahçesinde bir hareketlilik fark eder. Ünlü yazar, altındaki bir alete düşe kalka hükmetmeye çalışmaktadır. Bu bir bisiklettir ve TOLSTOY, bisiklete binmeyi öğrendiğinde 67 yaşındadır.****

Evet, sevgili dost ve arkadaşlarım ve gençlerim! Hiçbir şey için geç kalmış sayılmazsınız. Bu benim evvel ezel hayat felsefem olmuştur. Belki de hayat ve yaşamaya iştahla bakışım ve düşkünlüğüm bu sebeptendir. Ancak, 'El alem ne der?' saplantısı yüzünden, çok şeyi düşünüp de gerçekleştiremediğimiz olmuştur. Bu El-Alem Çetesi, var ya, korkunç bir çetedir. Çoğu zaman yargısız infaz yaparlar, yakıştırdıklarını yapıştırırlar, insanları haksız yere karalayabilir ve yaralayabilirler...Ancak onlarsız bir mahalle meclisi de olamamıştır bugüne kadar.

Onun için gençlerimize sesleniyorum; Doğru bildiğiniz şeyi, aile görgü ve kuralları baz olmak üzere, kendi vicdan anlayışınızla birleştirin, ne yapmak istiyorsanız yapın, ne yaşamak istiyorsanız yaşayın, başkalarının yaşamlarına ket vurmadan. Herkes kendinden sorumludur, yeter ki, bu anlayışa erişmiş olasınız! Ama içinizde hiçbir şeyi ukte olarak bırakmayın. Yapın geçin vebali kendinizedir. Ancak bunları yaparken asla bencil olup etrafınızdakileri rencide etmeyin. Kendim ettim, kendim buldum felsefesine bağlı kalarak, yapmak istediğiniz şeyin ardındaki merakı giderin... Hayata bağlı kalın, kopmayın, bilin ki, yaşadığınız ve yanıldığınız duygular, veya zamansız kayıplar, yaşamın sonu değildir, bilakis başlangıcıdır. Her an bir şeyler öğreniyoruz, hatta bazı bildiklerimizin eksik veya hatalı olduğunu yaşayarak öğreniyoruz. Düzelterek yaşamımıza devam ediyoruz değil mi, çünkü hayat çok güzel ve her şeye rağmen yaşanası...zamansız kayıplarımız oluyor, adeta aldığımız darbeyle yerden kalkamayacak gibi olsak da, yaşam bizi içimizden bir şeyleri kırsa da, perdelese de normale dönüyoruz, anılarda içimizden hissettiğimiz sızıyla! Ama yaşıyoruz değil mi? Her şeye rağmen ayakta kalmayı becerebildiğimiz müddetçe; HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ KALINMIŞLIK DİYE BİR KAVRAM YOKTUR, YETER Kİ, HAYATTA OLALIM, İÇİMİZDEKİ KIPIRTILARI SÖNDÜRMEYELİM, KÜLLENMİŞ OLANLARI BİLE.....