VATAN ve BEKA meselesi

*Türkiye'de 2002 yılından beri adil seçim yapılmıyor.

*Yavaş, yavaş Erdoğan oy kaybettikçe, masada siyaset mühendisliği yaparak kazanmanın yolunu aradı ve buldu.

*17-25 Aralık yolsuzluklarının ortaya çıkması sonrası ise, artık amaç sadece kazanmak değil, ölene kadar yargılanmamak için kuvvetleri elinde tutmak oldu. Muhalefet ise, ya kaseti ile, ya para ile, ya da tehdit ile kontrol altında tutuldu. Rusya'da ne kadar adil seçim yapılıyor Putin kazanıyorsa, Türkiye'de de o kadar adil seçim yapılıyor ve Erdoğan kazanıyor. Putin'in hayali, eski ihtişamlı Sovyetler Birliğini kurmak. Ve bizim Erdoğan'ın hayali 21 sene silemediği ATATÜRK TÜRKİYESİ'ni silip, İslam Cumhuriyeti kurmak, yargılanmadan, hesap vermeden ölene kadar başta kalmak...

* Ve başka bir fark, Rusya doğal kaynakları ile teknoloji ile kendine yeten bir ülke olduğu için, Batı'ya ihtiyaç duymadan ayakta kalmayı başarırken, Türkiye, tamamen dışa bağımlı hale getirilip, Batı ve borç olmadan ayakta kalamaz halde...

*Halk da, her zaman muhalefet varmış gibi aynı şahıslara defalarca güvenmek istiyor, güveniyor, sonra hayal kırıklığı!

*Ama, uykudan uyanmak, ülkenin her yanına yayılmış kanseri kabul etmek istemediği için morfin yitip, tekrar uyuyor.

*Erdoğan artık yaşlandı...yorgun...güç zehirlenmesi yaşıyor...YSK elinde, tüm devlet kurumları elinde. Bu güç zayıflamadan Demokrasi treninden inme zamanı geldi. En korktuğu Millet İttifakı dağıldı. CHP ve İYİ parti kendi içinde kalanlarla daha zayıf. Büyük Şehir Belediyelerini almak için, özellikle İstanbul, ana hedef. Sonra ise son hedefi, Anayasa değişikliği ile rejim değişikliği ve yeni bir devlet kurulması. Ve bunun önünü demokratik yollardan kesmek mümkün değil çünkü ANAYASA MAHKEMESİ karalarını bile alamayacak durumda. Tek çare halkın bu gerçekleri kabul edip, buna karşı PARTİ GÖZETMEKSİZİN BİRLİKTE KARŞI KOYMASI...Sözde muhalefet partileri ve millet vekilleri, TBMM'den çekilmeye zorlanmalı. Bu artık siyasi parti meselesi değil, VATAN ve BEKA meselesi.

* Tek çare 21 sene uyumayı tercih eden halkı uyandırmak, ve harekete geçmek!

*Yoksa Türkiye İslam Cumhuriyeti kurulur, başına ölene kadar Erdoğan oturur, canlı yayında seyrederiz.

Komplo teorileri de yollarını bulur!!!

İçiniz karardı mı? Kararır yaa, kararır elbet! ''Bunlardan bir şeycik olmaz! Ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar faraziyesiyle, 21 yıldır, kendimizi uyutuyoruz, gerçekler de kapı arkasından bize bakıp kıs kıs gülüyorlar, 'bekle de gör' kabilinden...Eeee, insan ne yaparsa kendine yapar arkadaş! Aklı başında olan hiç kimse seni zorla sandık başına git, ampulü yak, demedi! Sen kendi kendini aldatarak, 'belki iyi olur be, değişim de ferahlık vardır' narkozuyla, ya da 2kg, pirinç, bir teneke yağa, kendini sattın! Ama madalyonun esas yüzü o değil! Sen farkında olmadan ülkenin, gençlerinin ve sabilerin hayalini çaldın, onları istemedikleri, bilmedikleri bir felakete sürükledin, felaketin beceriksiz mimarları, mankafalarla!!! Ne oldu bu kadar yılın hitamında? Atı alan Üsküdar'ı geçti, Ülke, beceriksiz, arkadan güdümlü adamların elinde, debelene debelene, bu günlere kadar geldi, daha da yiye yiye bitiremediler bu güzel memleketi...Biraz daha güzellik uykusu mu desem, rehavet mi desem lüks bir uyku çünkü bu, sürdürürsen, ve karanlık kuyuya inmeye devam edersen, kendini bambaşka, tahayyül bile edemediğin berbat bir idarenin içinde boğulurken seyredebilirsin, şayet şuurun seni hala terk etmediyse...

Evet farkındayım, içiniz kabardı, karardı, kabuslar içindesiniz, benim gibi! Ancak kukumav kuşu gibi dizlerimizin üzerine çöküp, karanlıklar prensini beklemek yerine, uyanalım, hala uyuyanları da uyandıralım...

Küçük çocuğun, babasıyla oynadığı oyun misali; Oğlan çocuğu babasını, yani arkadaşını sarsalayarak; ''Arkadaş, arkadaş, Hükümeti(anneyi) uyandır, istikbal(minik kardeş) bok içinde! Oyununu biz yetişkinler sergileriz....Olacağı bu!!!

Yarınki, yazımda içinizi biraz daha karartacağım haberiniz ola.....