Bugun...
SON DAKİKA

İŞİNİ YAP, SORUN OLMASIN

 Tarih: 21-03-2024 10:05:00
YAŞAR EYİCE

*- İŞİNİ YAP, SORUN OLMASIN

 

‘Nedir bu bilirkişilerin hâkim, savcı ve avukatlardan çektiği’ diyor, bilirkişi Dilek K.G. hanım…

Bu yüzden resmen şamar oğlanına döndüklerini ileri süren Bilirkişi Dilek Hanım, meslektaşları için her gün şikâyet geldiğini de belirtiyor.

Dilek Hanım cesur biri, açık ve net sorunlarını yazmış.

Bir ara bana da bu bilirkişilerden çok şikayet geliyordu.

Bir bilirkişi ile konuşmuş ve bu işi ‘gelir kapısı’ yapanları anlatmıştı.

Aslında benim gibi yıllarını doldurmuş gazeteciler de ‘Bilirkişi’ olmak için Başsavcılığa başvurabilir.

Önceki CHP Genel Başkanı ‘Bay Kemal’ in Marmaris’te verdiği kahvaltılı toplantıya davetli olarak katılmıştım.

Orada Ankaralı bir meslektaşım ‘Bilirkişi ol!’ önerisinde bulunmuştu,

‘Yok!’ dedim…

Bir yargıcın şu sözü aklıma gelmişti:

‘Bizi bir kişi kutlarken, diğer kişi her türlü laneti okur!’

Orana koyarsan yüzde 50’lik bir durum ortaya çıkıyor.

Yani herkesi memnun etmek imkânsız.

Bilirkişiler için de durum böyle!

Kulaklarınız hep çınlatılır.

Dilek Hanım bir konuda, ‘Bu işi meslek edinmişler var!’ diyen meslektaşının görüşüne katılmıyor.

‘Bilirkişiliği yapan bunca arkadaşımın amacı para kazanmaktan önce topluma olan borcumuzu ödemek!’ diyor…

Devam ediyor:

‘Mesleki uzmanlık alanlarımızda bilgilerimizi, deneyimlerimizi kullanarak adaletin tecelli etmesi için yardımcı olmak…’

Yani ulvi bir meslek olarak karşımıza çıkmış oluyor bilirkişilik…

Ama hukukçulara ya da vatandaşlara göre öyle mi?

Ben bir kişinin bile ‘karşılaşmadığı, tanışmadığı bilirkişiye’ minnet duygusu yönettiğini sanmıyorum…

Bir zamanlar gazetemiz ayda bir ‘Tarım Dergisi’ çıkarıyordu.

Reklamlar iyi para getiriyordu.

Birçok uzman yazarımız vardı.

80 sayfadan az olmamak şartıyla derginin tüm sorumluluğu bende idi

Editörlüğünü de yapıyor, söyleşileri de gerçekleştiriyordum.

Bir gün Ziraatçı bir emekli profesör yazarımız benimle tanışmak, çayımı içmek için ziyaretime geldi.

Sohbet sırasında ‘Bilirkişi’ olduğunu, özellikle köylerde arazi anlaşmazlıklarında hep ‘devletçi’ zihniyetle hareket ettiğini belirtti.

Yanımda genç ve başarılı gazeteci arkadaşlarımdan Buğra Tokmakoğlu vardı.

Birbirimize baktık…

‘Bilirkişi – yazar’ profesör gider gitmez, yazı işlerine gidip sayfadan yazısını çıkardım, Buğra’ya da söyledim:

‘Çiftçiden, köylüden, üreticiden yana tavır koymayan biri ile benim çalışmam mümkün değil’ dedim…

Aslında hakim ihtisas isteyen konularda, kendisine yardımcı olması için Bilirkişiye baş vurur.

İsterse kendisin beğenmez…

Karar mercii kendisidir.

Mahkemeye siz de ‘Bilirkişiyi’ beğenmediğinizi bir başkasını görevlendirmesini isteyebilirsiniz.

Bazı bilirkişiler hadlerini aşarak yorum bile yapıyorlar.

Olmaz!

 

*- YOĞUNLUKTAN OLMALI

 

Tabii ki her meslek grubu gibi ‘Bilirkişiler’ da haklarını savunacaklardır.

Aslında şu da var, milyonda birdir mahkeme birini arayıp görüş alması.

Bazısı da işin kolayına ya da söylentiye imkan yaratmamak için, yoğunluktan olacak ‘Bilirkişi’ ile çalışır…

‘Bilirkişi olmak’ için adliyeye başvuranların içinde seçim yapar.

Herkes gibi, herkesin şikâyetçi olduğu ‘bilirkişiler’ de geçim derdinde.

Bizden ayrı bir durumları yok.

Dilek Hanım bunu şöyle anlatıyor:

‘Bilirkişiler, konusunda uzman, yılların birikimi, deneyimi ile rapor hazırlıyor.

Şu dönemde, en düşük mesleği olmayan işçi ücreti iki bin lira olmuşken, yazılan bilirkişi ücretleri çok düşük kalmış durumda.’

Aslında;

Bilirkişiler için çıkarılmış bir yönetmelik de bulunuyor.

Bu yönetmelik içinde bilirkişilere ödenecek karşılık da 57 madde içinde bulunuyor.

Buna göre, incelemenin nitelik ve önemine göre, bilirkişinin harcadığı zaman ve emek de gözetilerek hakim tarafından ücret takdir ediliyor.

Bir başka maddeye göre ise her yıl asgari ücret tarifesi de yayımlanıyor.

İlk maddede belirtildiği gibi merci yani hakim tarifenin üzerinde bir ödemeyi uygun bulabilir.

Ama nedense bilirkişiler bundan daha doğrusu 9, maddeden memnun değiller.

Çünkü: merci (hakim ya da savcı) tarifede belirtilen bilirkişi ücreti indirme yetkisine de sahip.

Bilirkişi’nin çalışmasını, incelemesini, çalışmasını, raporunu beğenmez yani ‘masa başı’ der ve tarifenin altında bir ücreti hak ediş olarak verebilir.

Normal görevini yapan için herhalde böyle bir sıkıntı olmaz.

Ama bazı hakim ve yargıçlar,  ödemesi cebinden çıkacak vatandaşların haklarını burada koruyabilir.

Nasıl vatandaşın bir kısmı bilirkişi raporunu beğenmiyor, itiraz ediyorsa, bazı bilirkişiler de ödenen ücreti yeterli bulmayabiliyor.

Şunu da nakledeyim:

Bir dava dosyasında tesadüfen iki bilirkişi vardır.

Kadın Hakim bir bilirkişine 2 bin lira, diğerine ise ‘Dosyan eksik’ diyerek sadece 500 lira ödeme vermişti iki yıl önce.

Bana ‘Bu nasıl oluyor?’ diye sorduklarında, ‘Derdinizi bana değil, hakime anlatın!’ dedim.

Bu da zor..

Sonra iş alamaz, para kazanamazlar…

Tehlikeli sularda gezmeyi bıraksınlar, işlerini düzgün yapsınlar, sorun olmaz.

 

 

 

  Bu yazı 955 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI