Bugun...
SON DAKİKA

ADAM BİZİ DE DOLANDIRACAKTI

 Tarih: 03-05-2024 08:32:00
YAŞAR EYİCE

*- UNUTMALIYIZ

 

Bazen dostlardan acı mesajlar alıyorum!

Kendi kendime soruyorum, bu kinaye, ya da kin ya da surat kime?

Acaba payıma ne kadarı düşüyor?

Neden?

İşte son örneklerden biri;

Nevşehir esnafından Ali Kemal Yargı şunları yazmış;

‘Sonradan helal etmeyeceğin hiçbir şeyi ikram etme!

Çayını da yıllarını da!’

Demek ki, dostluk bir anda bir şekilde bitiyormuş…

Sevgi de, saygı da hep böyle…

Çok örnekleri var…

Böyle durumlarda, ‘Neyi paylaşamıyoruz?’ diye basit bir soru ortaya atıyoruz.

Ama bazı sevgili, aşklar vardır ki bitmez!

İşte  örneği;

Ödemiş’ten yine can dostlardan Altan Düzalan yazmış;

“Atatürk’ü sevmeyen ‘Adam’ diye bir kavram yoktur!

Çünkü; Atatürk’ü sevmeyen ‘adam’ olamaz!’

İşte böyle!

 

*- İDDİA ÇOK ÖNEMLİ

 

Şimdi ‘memleket meselelerin’ dönelim….

Muğla’nın Bodrum ilçesinden gelen haberlere göre, ‘Hastanenin acil yıkılması!’ gerekli…

Düşünüldüğü, daha doğrusu iddiaya göre, ‘Rapor Sümen altı mı?’ edildi!

İddiayı ortaya atan ise Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu- BASK’a bağlı Birlik Sağlık Sen Muğla İl Başkanı Abdullah Gül…

Yerel basından şöyle diyor:

‘Devletin makamını esnaf ve koltuk sevdasına peşkeş çekenlerle mücadelemiz adalet önünde hesap verene kadar devam edecek… !

Yine büyük laf…

Abdullah Gül tarafından yapılan yazılı açıklamada önce Hatay depremi ele alınarak, acımız paylaşılmış…

Diyor ki;

‘Bu acı kayıpların yaşanmasının sebebi yaşanan depremin boyutu olmakla beraber büyük kısmı ihmaller, alınmayan önlemler ve rant uğruna göz yumulan kanunsuzluklardır.

Bu kayıpların sebeplerinin en başında yıkılan veya ağır hasar alarak hizmet veremeyen hastaneler olmuştur.

Yıkılan veya ağır hasar alan hastanelerin enkazında yüzlerce vatandaşımız son nefesini verirken, kapısında enkazdan kurtulup ilk yardım alamadığı için binlerce insanımız hayatlarını kaybetmiş veya bir uzvunu kaybetmek durumunda kalmıştır…’

Ve sözü Ege’nin turistik ilçeleriyle ünlü Muğla’ya getiriyor ve şu iddiada bulunuyor:

 

*- MUĞLA HASTANELERİ DEPREME DAYANIKLI MI?

 

Birlik Sağlık Sen Muğla İl Başkanı Gül, Muğla’da da deprem gerçeğine dikkat çekerek; ‘Afet anında ayakta kalması gereken sağlık kurumlarımız neden yıkıldı?

Cevabı çok basit, ‘Devletin kendilerini halka hizmet etsinler’ diye atandıklarını unutan, koltuk sevdalısı rantçı bürokratlar.

Hatay da yaşayan bu zihniyet maalesef ki ilimiz Muğla’da da iş başında…’ diyor ve 2018 yılında Sıtkı Koçman Üniversite Hastanesinin faaliyete girmesi ile Menteşe Devlet Hastanesi kapandığının bilgisini verip, dikkat çeken bir iddiada bulunuyor:

‘Kapanan bina için şubat ayında deprem tahkik raporu için çalışma başlatıldı.

Çalışmayı o dönemde 60 bin lira ihale karşılığında Sıtkı Koçman Üniversitesi kazandı.

Daha rapor sonucunu beklemeyen dönemin bürokratları rantçıların baskısına dayamayarak Sağlık Bakanlığına ruhsat için nisan ayları gibi başvuruda bulundular.

2018 ortalarında rapor sonuçları çıktı.

Maalesef çıkan tablo korkunçtu.

Bloklardan iki tanesinin yıkılması gerektiği, bir tanesinin ACİL YIKILMASI gerektiği, bir bloğunda depreme dayanıksız olduğu ve güçlendirme gerektiğini ortaya koydu…’

 

*- RAPOR SÜMEN ALTI MI YAPILDI?

 

‘Koltuk ve esnaf sevdalısı bürokratlarımız ne mi yaptı?( sorusunu soran Birlik Sağlık Sen Muğla İl Başkanı Gül’ün açıklaması şu şekilde devam etti;

‘Bu korkunç raporu tabiri caiz ise sümen altı yapıldı ve hastanenin açılması için ellerindeki devletin tüm imkânlarını kullanarak açılması için devam ettiler.

Daha yetmedi;

Sağlık Bakanlığından 2018 yılında 800 bin lira ödenek çıkartarak boya badana işlerine kullandılar.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını makyaja kullanıp insanlarımınız canını hiçe saydılar.

Sendika avukatımız Mehmet Şükrü Yılmaz aracılığıyla görevini kötüye kullanıp kamu zararı oluşturan dönemin bürokratları hakkında Muğla Cumhuriyet Savcılığına suç duyurumuzu bulunduk…’

Umarım iddia doğru değildir…

Doğru ise A’dan Z’ye her kişi ve kurum mutlaka ve mutlaka en ağır şekilde, hafifletici neden aranmadan, bulunmadan cezalandırılmalı ve halka isimleri, fotoğraflarıyla birlikte afişe edilmelidir.

Bazen isim benzerliğinden yıllarca sıkıntı yaşayanlar oluyor.

Ne demişler;

‘İnsan zankanın karşısında saygıya eğilir, ama iyi davranış ve şefkatin önünde diz çöker…’

Ben de insanlarımız için mücadele verenlerin önünde eğilerek, şapkamı çıkarıyorum…

 

*- İSMAİL’İ VE O GÜNÜ ANIMSADIM

 

İsmail Gökmen İzmir’den Avusturya’ya gidip Viyana’ya demir atan bir cevher gazeteci.

Bir ara şimdi ‘Yargı Muhabirleri’ diye anılan, Polis ve Adliye Muhabirliği de yapmıştım.

20’nin üzerinde muhabirden oluşan bir ekibin kurucusu ve başında idim.

Bir gün çalıştığım gazetede bir telaş vardı.

‘Ne oldu?’ diye sorduğumda, ‘iyi giyimli, elinde çanta, koyu gözlüklü’ birinin geldiğini ve özellikle idare bölümünü ve muhasebecileri ‘Maliyeden geldim’ gibi bazı lafları geveleyerek derneklerinin çıkardığı sözde dergiye abone olmalarını ve tabii yüklüce bir miktar vermelerini söylüyordu.

Adama ‘Sen kimsin?’ diye sorduğumda, yine ‘Maliye’ gibi bazı laflar etti ve ‘Binadaki bütün büroların cömertçe destekte bulunduklarını’ anlattı.

Öyle güzel laflar ediyordu bu dolandırıcı, herkesi inandırmak için adeta yaratılmıştı.

‘Güle güle, başka kapıya!’ diyorum anlamıyor, illa ‘Para da para!’ diyordu.

Herhalde bizi ‘yağlı kapı’ olarak bulmuştu.

Bütün gün zaten poliste, karakolda, adliyede sahtekarlar, namussuzlar, hırsızları göre göre neredeyse bunlar hakkında uzmanlaşmıştık.

En sonunda kendime hakim olamayarak adamı iterek kapıdan dışarıya çıkarmaya çalıştım…

İsmail Gökmen de ‘Ceza meza!’ gibi laflar eden adama öyle bir Osmanlı Tokadı atarak, merdivenlerden yuvarladı hala aklımda.

‘Dayak Cannet’ten çıkmadır!’ sözcüğünü yaşama geçirmişti İsmail…

Sonra adamı yakalattık…

Ama böyleleri ne yapıyor, ediyor, kendilerine göre avukatları da olduğu için hafif cezalarla kendilerini adaletin pençesinden kurtarmış oluyorlar.

 

*- TÜRK TAKSİCİ

 

İşte bizim İsmail Gökmen’den şu haberi az önce alınca aklıma o gün geldi.

İsmail Gökmen’in son haberi şöyle:

‘Viyana’da 14-16 yaşlarında 24 çocuğun oluşturduğu hırsızlık çetesi çökertildi. 

Şu ana kadar 500’den fazla olaya karıştıkları, milyonlarca Euro’luk mal ve parayı çaldıkları açıklandı. 

Olayı bir Türk taksici çözdü.’

Evet olayı çözen bir Türk taksici…

Şunu da söyleyeyim:

Viyana’daki taksicilerin ya da taksi şoförlerinin yüzde 80’i Türk…

Yanlış okumadınız, Viyana’da ulaşım ve bir noktada polisin ve adaletin en büyük yardımcıları da Türkler…

 

  Bu yazı 117 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI