Bugun...
SON DAKİKA

NEDEN BU DURUMA DÜŞTÜK

 Tarih: 04-06-2023 07:40:00
YAŞAR EYİCE

*- ARARKEN BULDUM

Fatoş Parlak yazmış ama ben Namık Kemalli hemşehrim Alim Güngör’den alıntı yaptım.

Alim Güngör’ün yorumlarına ve paylaştıklarına tiryaki oldum.

İzmir ve memleket gerçeklerini yalın bir ifade ile çok güzel gündeme getiriyor.

Geçenlerde Bornova ile ilgili ilginç bir saplantı yapmıştı.

Bizim adımıza bir yerlerde oturanların aslında hiçbir iş yapmadıklarını belgesiyle ispatlamıştı.

Bu notları ararken Ömer Seyfettin’e rastladım.

Balıkesirli Ömer Seyfettin, Türk yazar, şair, asker ve öğretmenidir.

Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır.

Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismi, ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularından olup Türkçede sadeleşmenin savunucuları arasındadır.

Hatırladınız değil mi?

İşte bu kişi, yani Ömer Seyfettin, öğretmen arkadaşlarıyla tartışırken; ‘ilim başka, irfan başka; âlim başka, arif başka!’ diyor.

Arkadaşları bu görüşe katılmıyorlardı.

Bir gün bu öğretmen arkadaşlarına;

‘Avusturya’dan vagonlar dolusu şeker geliyor, şeker çok ucuzlayacak!’ dedi...

Arkadaşları haberin doğruluğundan şüphe bile etmediler.

Herkes ‘şeker kıtlığı bitecek!’ diye çok sevindi!

O sırada öğretmenler odasına temizliğe gelen bir hademeye de aynı haberi verdi, Ömer Seyfettin…

Hademe;

- İnanma beyim, ‘Avusturya bu savaş zamanı şekeri bulsa kendi yer, bize niye yollasın?’ deyince Ömer Seyfettin öğretmen arkadaşlarına döndü:

“Gördünüz mü cancağızım?

Siz bütün ilminize rağmen habere inandınız.

O irfanı sayesinde yutmadı!

Demek ki ‘arif başka, alim başka; irfan başka, ilim başkaymış!’, gördünüz mü?” demiş.

Bize öyküleri sevdiren büyük üstad!

O zamandan bu zamana köprülerin altından çok sular aktı..

Acaba düşüncelerde bir değişiklik var mı?

Bunu da çevremizdekilere ve haberlere bakarak karşılayabiliriz.

kaygılarından, isteklerinden, dileklerinden kendileri için uzakta tutanlara, bu küçümsenemeyecek sayıdaki insanımız adına memleket ve insanımız adına koşuşturan, çırpınanlar adına bizler Acaba üzgün müyüz?

Bir arkadaşım şöyle diyor:

‘Zorunlu bir nedenleri olmaksızın, küskünlük, ümitsizlik, tembellik, üşengeçlik, yahut umursamazlık, aldırmazlık, boş vermişlikle kendilerini toplumun üzgünüz!’

 

*- GELECEĞİ DÜŞÜNMELİ

 

İçimizde karamsarlar var.

Örneğin kararsızlar içinde olan, mutluluk ile mutsuzluk arasında gidip gelen ve olmadık sapmalarda bulunan, hep kendinden veren ama bunun farkında olmayan arkadaşlarımdan biri, örneğin İstanbullu Ayfer ne diyor, gününü anlatmak için;

‘Elveda geçmişim, elveda hatıralarım, elveda mesut ve umut dolu yıllarım…

Yine mevsimler dönecek, yapraklar düşecek, yine çiçekler açacak…

Yine yalanlar söylenecek, yine akıl almaz sahte videolar oluşturulacak, yine kadınlar daha da karanlık ortamlara kapatılacak, öldürülecek!

Ama bu kez er geç, yüce Ata'mızın izinde gerçek demokrasiye ulaşacak, çağdaş ve medeni uygarlığa kavuşacağız…’

 

*- NASIL GERİ ZEKALI OLDUK

 

Milyonlarca yıl süren evrimden sonra, gelişimini 50.000 yıl önce tamamlayan insanoğlu; beyin ve zeka olarak genetik değişimine uygun hızla evrilseydi şu anda galaksiler arasında seyahat ediyor olurduk.

Mısır İmparatorluğu dönemi fizikçi ve gök bilimci Kamose-Menes, anıt mezarların ve piramitlerin ölümden sonra, oralara gömülen kimseyi canlandırmayacağını söylediği için öldürüldü.

Soyu devam etmedi.

Antik Mısır'ın diğer bir filozofu Amentebat ‘insanları mumyalayarak öbür dünyaya gönderemezsiniz'’ dediği için ailesi ile birlikte yok edildi.

Soyu devam etmedi.

Romalı Flavus Lucretius Claudius, matematikçi, gökbilimci ve filozof; Roma Tanrı’larının masal olduğunu söylediği için katledildi.

Soyu devam etmedi.

Giardano Bruno, italyan filozof. Kapalı evren görüşünü ilk reddedenler arasında. ‘Dünya güneş etrafında dönüyor!’ dediği için Kilise tarafindan Roma'da diri diri yakıldı.

Soyu devam etmedi.

 

*-  SOYLARI DEVAM ETMEDİ

 

Sadece Avrupa engizisyon mahkemelerinde 50.000 aydın, düşünür, filozof, sanatçı yakıldı.

Soyları devam etmedi.

Paleolitik çağ'dan itibaren son 40.000 yılda istatistiksel olarak sayıları 143 milyon olarak hesaplanan üstün zekalı insan ‘dogmalara, tabulara, masallara, yalanlara, düzmece haberlere’ inanmadığı için öldürüldü ve hiç birisinin soyu devam etmedi.

Soyları devam etseydi, bugün dünya insan popülasyonunun %5’i değil %35'i üstün zekalı olacaktı.

Öyle olunca;

Endülüs ve İskenderiye kütüphaneleri yanmamış olacaktı.

Bilim, sanat, felsefe üreten değerli insanlarla birlikte bugün -fosil yakıt yakmadan- daha temiz bir dünyada yaşıyor olacaktık.

Bizim de zeka seviyemiz bugünkü aptal halimizle kıyaslanmayacak kadar yüksek olacaktı.

Bazı uzmanlar tarihten bu yana süre gelen olayları böyle özetliyor.

 

 

 

 

 

 

  Bu yazı 364 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI